Dünyadaki 14 3D direktöründen biri olan Erkan Cerit, tüm filmi tarayarak içindeki hataları, açı ve boyut farklılıklarını, iki gözün algıladığı alanın milimetrik olarak 3 boyutta aynı görünüp görünmediğini bir rapor halinde sunan yazılımıyla dünya sinemasının dikkatini çekti.
Türkiye’nin 3 boyutlu ilk filmi olan "Cehennem"in 3D direktörü de olan Cerit, 3D’nin hiç de popüler olmadığı yıllarda bir belgesel seyrederek bu işe merak saldığını, 2 yıl boyunca 3 boyutlu fotoğraf üzerine çalıştıktan sonra bu tekniği film teknolojisine uyarlamaya karar verdiğini ve 7 yıl çalıştığını anlattı.
Birçok denemenin ardından 3 boyutlu algılanan fotoğrafların çekimi ve klasik yöntemlerle çekilen fotoğrafların özel işlemlerle 3 boyutlu algılanabilmesini sağlayabildiğini belirten Cerit, son 10 yılda hareketli grafikler, 3 boyutlu animasyonlar ve sinema-tv çekimlerinin stereoskopik tekniklerle gerçekleştirilmesi ve görüntülenmesi üzerine çalıştığını ifade etti.
3D FİLM İÇİN FİZİK VE TIP KİTAPLARI OKUDU
Dünyadaki 14 3D direktöründen biri olan Cerit, Türkiye’nin ilk 3 boyutlu filmi "Cehennem"in çekim aşamasından, vizyona çıkana kadarki tüm görüntü hesaplamalarından sorumlu ve uygulayıcısı olduğunu bildirdi.
Filmin çekildiği setten itibaren hangi objenin, hangi açıda, hangi mesafede durması gerektiğinden, post prodüksiyon aşamasında hangi açının hangi göz mesafesinde daha iyi yansıyacağına kadar her şeyi hesapladığını belirten Cerit, bu çalışmayı yönetmenin ve oyuncuların konsantrasyonunu bozmadan, doğal görünecek şekilde yapmaya çalıştığını kaydetti.
"Çünkü animasyon değil de gerçek bir 3D film çekiyorsanız her şeyin çok daha gerçek ve doğal görünmesi gerek. Gözümüz her gördüğünü bu bir leke bile olsa nesneye benzetir, yanılsamaya olanak tanınılmaması gerek" diyen Cerit, 3 boyutlu film üzerinde çalışabilmek için işin nöropsikolojik tarafı ile uzun yıllar ilgilendiğini, fizik ve tıp kitaplarını okuduğunu belirtti.
Cerit, dünyada bu işle uğraşan kişi sayısının çok az olduğunu ve her birinin teknolojik gelişmeler üzerine birbiriyle iletişim halinde bulunduğunu ifade etti.
DÜNYADA 10 ÜLKEDE 3D FİLM ÇEKİLİYOR
Cerit, "Cehennem" filmi ile Türkiye dünyada 3D film yapan 10 ülke arasında yer alınca kendi isminin de bu sektörde duyulmaya başlandığını belirtti.
Bu filmin duyulmaya başlamasının ardından dünyanın dört bir yanından kendisine teklifler yağdığını anlatan Cerit, ilk teklifi "Cehennem" filmiyle yapan Fono Film ile birlikte dünyaya açılmayı planladığını dile getirdi.
Cerit, "Hep birlikte dünyaya bu teknolojiyi Türkiye’den satacağız. İhtiyacı olan ülkeler gelsin artık 3D’yi Türkiye’den talep etsin" dedi.
Erkan Cerit, Türkiye’nin ilk 3 boyutlu filmi "Cehennem"in, 1 Ekim 2010 tarihinde vizyona gireceğini söyledi.
3D İÇİN YENİ YAZILIM GELİŞTİRDİ
Cerit, "Cehennem" filmi için geliştirdiği yazılım ile 3D teknolojisine bir yenilik getirdiğini, 3 ay sürecek işin 3 haftada bitmesine olanak sağladığını belirtti.
Bu yazılımın, tüm filmi tarayarak içindeki hataları, açı ve boyut farklılıklarını, iki gözün algıladığı alanın milimetrik olarak 3 boyutta aynı görünüp görünmediğini bir rapor halinde sunduğunu ifade eden Cerit, "Bu rapor sayesinde mükemmel bir sonuç için direktörün eline bulunmaz bir imkan geçiyor ve inanılmaz bir zaman kazandırıyor. İşte şimdi 3D film sektöründeki tüm yapımcılar ve post prodüksiyoncular bu yazılımın peşinde. Dünyadaki 14 tane 3D direktöründen biriyim. Bir de bu özel yazılımı geliştirince herkes peşimden koşar oldu. Dünyada 3D film sektöründe öyle büyük rakamlar dönüyor ki beni kaçırmalarından korkuyorum" diye konuştu.
Cerit, "Cehennem"in çekimlerinde sağ göz için ayrı, sol göz için ayrı kayıt yapıldığını anlatan Cerit, bu film için İspanya’dan getirilen özel bir cihaz (Rig) kullanılarak çift kamerayla aynı anda çekim gerçekleştirildiğini bildirdi.
Tıpkı devrim arabalarındaki mühendisler gibi çalışarak, yapılamaz denileni başardıklarını dile getiren Cerit, şunları kaydetti.
"Sadece kullandığımız bazı ekipmanları yurt dışından getirttik. Bunlardan biri İspanya’dan getirilen (Rig) adlı bir aparattı. Filmin 3 boyutlu olması için tıpkı gözlerimizin arasındaki belirli bir açıyı ve mesafeyi koruyan ama aynı anda gören, iki göze yani aynı anda çift kayıta gereksinme duyuluyor. Bu aparatta bunu yapabiliyor. Eğer çekim için biraz daha zamanımız olsaydı bu cihazı da yapabilirdik. Bir daha ki filmimizde bu aparatı da yapmış olacağız."