Çin Günlüğü röportajlar serisinde, dünyanın önde gelen tedarik ve lojistik firması Li & Fung’un, Amerika ev tekstilinden sorumlu üretim başkan yardımcısı Kutluhan Şamatacıya konuk olduk. Çin’e girmenin zorlukları ve Çin iç pazarındaki fırsatların öne çıktığı bir röportaj oldu.
Üretim olan aşkı onu Denizliye götürdü
Kutluhan Şamatacı, 1995 yılında İTÜ işletme mühendisliğinden mezun olur. Üniversite sıralarında finans sektöründe para var diye çalışmış olsada mezun olunca, ben mühendisim üretimde çalışmalıyım der. Mezun olduğunda Tümteks firması tarafından görüşmeye çağırılır. Ofislerinin evine uzak olduğunu ve burada çalışmasının imkansız olduğunu söyler. Onlarda ona fabrikamız biraz daha uzakta Denizli’de derler. Ertesi gün içinde Denizliye iki uçak bileti alınır, ve fabrikadan içeri girermez makine sesleri, uçuşan pastallar Kutluhan beyin içindeki üretim aşkını tetikler. Fulya’dan Yenibosnaya gitmek istemezken, Denizliye gider.
Kendi şirketini kuruyor
Kutluhan Bey, Tümteks firmasında 1 yılı aşkın süre üretim müdürü olarak çalışır. 1997 yılında dört ortakla beraber kendi firması olan KARE tekstili kurar. Yurtdışındaki firmaların Türkiye acenteliği ve Türk firmalarının ihracatlarına yardımcı olurlar. 1999 yılında ortaklarından ayrılarak, KAHOME Tekstil firmasını kurarak, acentelik ve kumaş ticareti yapar. İstanbul, Denizli, Türkmenistan ve Pakistan’da ofisleri bulunan KAHOME Tekstil birkaç sene içerisinde Türkiye’den alım yapan büyük acentelar içerisine girmeyi başarır. 2003 yılında dolar gevşemeye başlayınca, Türkiye’deki %60 işini kaybeder. 2003 – 2005 yılları arasında ev tekstili koleksiyonları üretip, yabancı markaların Türkiye temsilcilerine satarlar. Eşimin buradaki desteğini unutmayalım lütfen diyerek ekliyor, Banu hanım da moda tasarımcısı olduğundan, koleksiyonların dizaynlarını o hazırlıyordu diyor.
Li & Fung ve Çin yolculuğu
2005 yılında kendi işlerinin yanında Amerikalı Homestead firmasının da tedarik işlerine bakıyordu. Amerikalı firma tarafından tedarik işlerinin başına geçmesi istendi. Bu fırsatı değerlendirerek Amerikaya yerleşti kendi gelişimi için bir fırsat ama aynı zamanda o sırada eşinden ve çocuklarından uzak kaldığı içinde bu süreyi maalesef diye özetliyor. Daha sonra eşinide ikna ederek Seattle’e taşındı, 3 ay sonra Li&Fung Grubunun Homestead firmasını satın alması sonucunda eşini bu sefer New York’a gitmek için ikna etti ! Li&Fung Grubunun, ABD ev tekstil bölümünün global tedariğinden sorumlu oldu. 2008 yılının mayıs ayında Lifung grubunun Shanghay ofisine ev tekstilinden sorumlu başkan yardımcısı olarak transfer oldu. 5 ülkeden (Türkiye, Çin, Bangladeş, Hindistan, Pakistan) tedarik yaparak ABD’deki perakende mağazalarına ürün sağlıyor. Kutluhan bey, kendine bağlı departmanların toplam alımı 82 milyon dolara ulaşıyor.
Çin’de mağazacılıkta müthiş potansiyel var
Çin iç pazarında müthiş potansiyel var ama Çin’e girmek çok zor diyor. ABD’ye girmenin kitabı var, Wal-Mart’a girmenin bir kitabı var, kitabı oku, şartları yerine getirirsen, rekabetçi fiyat verebilirsen ABD’ye girersin, ama Çin’e giremezsin. Çin’in farklı bir DNA’sı bulunuyor. Türk firmaları burada var olabilmek için büyük düşünmeli, tecrübeye ve profesyonelliğe ve yerel firmalarla ilişkilere önem vermeliler. Türkiye’de başarılı olan firmalar, büyük düşünceyle Çin’e gelip 3-4 sene zararı göze alırlarsa mağazacılıkta ve marka ürünlerin pazarlanmasında müthiş potansiyel var. Çin’in zorluğunu gören firmalarda şu düşünce oluşuyor, dönelim memlekete aslanlar gibi işimizi yapalım, dolayısıyla Çin’e girmek için büyük düşünmek şart.
Çinli ihracatçılar, iç pazardaki fırsatları keşfetti
Çin ev tekstili sektöründe iki tip firma bulunuyor, ya tamamen dış pazara çalışan firmalar, ya da tamamen iç pazara çalışan firmalar. İç pazarda, önceden mavi – beyaz çarşaf üretiliyor tüm Çin’e satılıyordu, artık Çinli tüketicilerin tercihleri de değişti. Çinli ihracatçı firmalarda dış pazara ürettikleri malları iç pazara vererek daha çok para kazanmaya başladılar. Önceden sadece dış pazara çalışan Çin’in en büyük çarşaf-nevresim firmalarından biri, krizle birlikte iç pazardaki potansiyeli gördü ve şuan kapasitesinin %30 unu iç pazara veriyor.
Çin’de yabancı markaların durumu
Temmuz ayında katıldığım bir seminerde, Çin’e gelen yabancı markaların %10′u Çin’de çok müthiş karlar elde ettiklerini, %70′i Çin’de karlı durum olduklarını, %20 sinin ise başarısız olduğunu öğrendim. %80 lik bir başarı söz konusu, büyük düşünerek ve burada bu tecrübeye ve profesyonellere önem verildiği takdirde %80 lik kısımda olmamak için bir sebep yok diyor.
Çin’i nasıl kullanırım ?
Çin diyor ki biz dünyanın fabrikasıyız ve şimdilerde reklamlar hazırladılar, “Made with China“. Normalde etiketlerde gördüğümüz tanımlama, “styled in Italy, made in China“dır. Bunu değiştirip “Made with China” yı yaratıyorlar. İşte önemli nokta burada, Çin’i nasıl kullanarak katma değer yaratabiliriz ? Türkiye’deki tekstil tecrübesini, kalitesini, teknolojisini kullanarak, Çin’in de ucuz maliyetini kullarak nasıl katma değer yaratabiliriz ? Bunu Çin olarak da düşünmemek lazım Asya ülkeleri kullanılarak nasıl değer yaratılabilir, ülkemize nasıl katma değer sağlayabiliriz, bu konuya yoğunlaşmalıyız.
Shanghaylı Fenerbahçelilerin daimi üyesi Kutluhan abimize, bana ayırdığı zaman ve aktardığı değerli bilgiler için çok teşekkür ederim.
http://www.cingunlugu.com/cinli-ihracatcilar-cini-kesfetti/