18 yaşında tek kelime Almanca bilmeden Tunceli”den Almanya”ya giden Boldaz’ın iki kez “en başarılı iş kadını” seçilmesi Başbakan Merkel’in bile dikkatini çekti.
Almanya”da bir temizlik şirketinin sahibi olan Türk iş kadını Aynur Boldaz, Almanya”da Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nın 100 yıl sonra yönetim kurulu üyeliğine seçtiği ilk Türk ve Müslüman kişi unvanını kazandı. 18 yaşında tek kelime Almanca bilmeden Tunceli”den Almanya”ya giden Boldaz’ın iki kez “en başarılı iş kadını” seçilmesi Başbakan Merkel’in bile dikkatini çekti. 42 yaşındaki Boldaz, hayat hikayesini anlattı.
1968″de Tunceli Nazımiye”de dünyaya gelen Boldaz”ın çok ilginç bir hayat hikayesi var. 18 yaşında evlenen Boldaz, eşi Almanya”ya gidince “aile birleşmesi” yoluyla Almanya”nın yolunu tuttu. 1987 yılında Berlin”e ayak bastığında tek kelime Almanca bilmiyordu. Çünkü o güne kadar Almanya”ya gideceği kendi deyimiyle aklının ucundan bile geçmemişti. Almanya”ya gittiği ilk yıllarda, diğer Türkler gibi büyük bir kültür şoku yaşadığını dile getiren Boldaz, yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Almanya’da diliniz yoksa ya yanınızda sürekli tercüman bulunduracaksınız ya da sürekli Almanca bilen bir kişiyle bir yerlere gitmeniz gerekiyor. Ben hayata atılmak için 1 yıl dil kursuna gittim. O arada da kızım oldu. Bir yandan dil öğreniyordum, bir yandan yeni anne olmaya alışıyorum, çocuğumu büyütüyorum…”
“Fiziksel açıdan ağır iş olması beni yıldırmadı”
Boldaz ilk kez bir reklâm şirketinde işçi olarak çalışmaya başlamış. Yaptığı iş kendisine sıkıcı gelince de Almanya”da çok ünlü bir hastanede temizlik elemanı olarak işe başlamış: “Mesaim sabah saat 5″te başladığı için en geç sabahın 4’ünde kalkıyordum. Ama işimi severek yaptım. Fiziksel olarak ağır bir iş olması, bana yük olmaktan ziyade keyif veriyordu. Benim çalıştığım şirketin patronları da bunu gördü. Birkaç ay sonra bana müdürlük teklif ettiler. O hastanede çalışan 150 temizlik personelinin vardiyalarını yazmaya başladım. Bir temizlik elemanı için hastanedeki 150 personelin sorumlusu olmak, gurur verici bir şeydi. 1.5 yıl o hastanede kaldım ve hijyeni, yönetmeyi ve sorumluluk almanın önemini öğrendim…”
“Türkler’e ‘şirketi batırır’ diye bakanları pişman ettim”
Almanya”daki hastanede yönetici olarak bir iş kadını olma yolunda ilk adımlarını atan Boldaz, bir yandan da Almancasını geliştirdi ve 3 yıl sonra kendi şirketini kurmak için hastaneden ayrıldı: “Hayalimde hep kendi şirketimi kurmak vardı. Ama önüme çok engel çıkarıldı. Belediyelere gidip “Ben şirket kuracağım, lütfen bana yol gösterir misin” diyordum. Ama ciddiye alınmıyordum. Çünkü bana “Nasılsa Türk’tür, şirketi kurar ve batırır” gözüyle bakıyorlardı. Bir finans uzmanlığım yok, üniversite de bitirmemişim, bir de kadınım. Üstelik de anneyim. Almancam da çok iyi değil. “Bu işi kıvıramaz” gözüyle bakıyorlardı. O yüzden yüzüme bütün kapılar kapanıyordu. Ama ben o kapanan kapıları yılmadan tek tek açmayı başardım. 1 yıl boyunca “işverenlik” konusunda eğitim gördüm. “Gelir-gider nasıl hesaplanır” gibi konularda profesyonel kişilerden eğitimler aldım. Bu eğitim bana büyük bir güç verdi. “Forever Clean” isimli bir temizlik şirketi kurdum. Kısa sürede çok başarılı oldum. 2 kez “yılın en başarılı iş kadını” seçildim. O zamanlar beni ciddiye almayan insanlar da, şimdi beni görünce “Seninle gurur duyuyoruz” diyorlar.”
“Bir Türk kadınının emrinde çalışmayı bazıları yadırgadı”
Aynur Boldaz, klasik “Alman işveren-Türk işçi” anlayışını da değiştirmiş. Şirketinde temizlik görevlisi olarak çalışanların yüzde 92″si Alman… Sekreterinin bile Alman olduğunu dile getiren Boldaz, şunları söylüyor: “Benim yaptığım o zamanlar için gerçek bir devrimdi. Daha önceleri ya hep erkek şirket sahibi kadınları çalıştırırdı; ya da Alman işverendi, çalışanlar Türklerdi. Benim başarımın sırrı da Türkiyeli olmam ve personelimin Alman olmasıydı. Tabii ki bu ilk başlarda Alman personel tarafından az da olsa yadırgandı. Ama zamanla herkes bu duruma alıştı. Çünkü Almanlar da artık o devirlerin geçtiğinin farkındaydı…”
“Merkel”le sohbetimiz sırasında genelde politikadan konuştuk. Ama bir ara bana kendisi için ‘evlerin temizliğini de yapıyor musunuz’ diye sordu.”
Merkel bana “lütfen politikaya atıl” diye ricada bulundu
Boldaz, 10 yılı aşkın süredir Merkel”in başkanı olduğu Hıristiyan Demokrat Parti”nin (CDU) üyesi… Almanya”da tanınmış bir iş kadını olduğunu vurgulayan Boldaz, Alman medyasının yabancı kökenli şirketler hakkında bilgi almak için hep kendi kapısını çaldığını dile getiriyor. Bir kadın olarak 11 yıl bir şirketi ayakta tutmanın çok zor bir iş olduğunu söyleyen Boldaz, Başbakan Merkel”le tanışıklığını ise şöyle anlatıyor:
“17 yıldır Hıristiyan Demokrat Parti’nin üyesiyim. Angela Merkel’in dış ziyaretlerine ve ülke gezilerine de davet ediliyorum. Merkel”le aynı toplantılarda kürsüye konuşmacı olarak çıkıyorduk. Muhtemelen Merkel de beni bu toplantılardan biliyordu. Beni davet ettiği son yemekte bana “Lütfen politikaya atılın” diye ricada bulundu. Bir yabancının hiç Almanca bilmeden Almanya’ya gelip böyle bir şirketi yarattığını ve en üst düzey yerlerde yönetici olduğunu öğrenince hayretler içinde kaldı. Çünkü artık herkes önyargıların da yok edilmesi gerektiğini öğrendi. Biz orada bir bakıma önyargıları da yok ediyoruz. Merkel bana “Neden Almanya’da çok az iş kadını var, ne yapmamız gerekiyor” diye sordu. Bunun nedenlerinden birisinin çocuk yuvalarının az sayıda olmasından kaynaklandığını söyledim. Tabii ki bankaların kadın girişimcilere daha zor kredi vermesi de çok önemli bir sebep…”