Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) görevli Türk araştırmacı Dr. Bilge Demirköz, evrenin oluşum sırlarını ortaya çıkarması beklenen ve dün en yüksek enerjinin açığa çıkarıldığı ”Büyük Hadron Çarpıştırıcısı” deneyine ilişkin, ”Bu deney başladıktan 6 ay sonra bizden yeni fizik buluşlarını bekleyebilirsiniz” dedi.
Demirköz, dün CERN’deki deneyle ilgili izlenimlerini ve bilimsel gelişmeleri AA muhabirine anlattı.
Barselona Üniversitesi Fizik Bölümünde Araştırma Görevlisi olan Dr. Demirköz, Oxford Üniversitesi’nde CERN’deki 4 deney setinden biri olan Atlas detektörünün iç yapımında çalıştığını, doktora sonrasında ise iki yıl CERN’de görev yaptığını anlattı.
Deneyde şu an itibariyle, saniyede toplamda 80-90 çarpışma yaşandığını ve deneyin saniyede 40 milyon çarpışmaya çıkmasının öngörüldüğünü anlatan Demirköz, deneyin amaçlarına ilişkin şöyle konuştu:
”Yerçekimi ve elektromanyetik kanunları gibi fizik kanunları bilim insanları tarafından bilinen kanunlar. Fakat son 50 yılda gördük ki yüksek enerjilerde fizik kanunları farklı çalışıyor. Evren başlangıcında sıcak ve yoğun bir ortamda oluşmuş. İşte biz de evrenin çok yoğun enerji ve sıcak bir yerde oluştuğunu bildiğimizden buradaki deneyi evrenin yapıtaşı olup, burada çarpıştırdığımız ufacık protonlar için büyük patlamaya benzetebiliriz.Büyük patlama sırasındaki fizik kanunlarının şu an etrafımızda gördüğümüz fizik kanunlarından farklı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bu fizik kanunlarını anlamak istiyoruz. Mesela biz şu anda üç boyutta yaşıyoruz. Artı bir boyut olarak zamanı koyduğumuzda 4 boyuta çıkabilir. Ama daha yüksek boyutlarda yaşıyor olabiliriz. Fakat farkında olmayabiliriz. Görmediğimiz boyutlar olabilir. Bu da evrenin sırrı olabilir.
Bu boyutları şu anki doğada değil ama yüksek enerjilerde görme ihtimalimiz artıyor. Mesela burada bulmaya çalıştığımız olaylardan bir tanesi ekstra boyutların izini bulabilmek. Tüm maddeye kütlesini verdiğini düşündüğümüz ‘Higgs’ parçacığını bulmaya çalışıyoruz. Bunun olduğunu tahmin ediyoruz ve varsa bulmak istiyoruz.”
”DÜNYA REKORU KIRILDI”
CERN’de halen deney verilerinin analizinde çalıştığını dile getiren Demirköz, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın 10 Eylül 2008’de en düşük enerjide çalıştırıldığını ve 19 Eylül’de ise hızlandırıcıda bir arıza olduğunu anımsattı.
Demirköz, dün yapılan deneyde yerin 100 metre altındaki 27 kilometrelik tünelde iki proton huzmesinin 7 trilyon elektron volt enerjiyle ışık hızına çok yakın bir hızla çarpıştırıldığını belirterek, şöyle konuştu:
”Deneyde, çarpıştırıcıdaki parçacıkların göreceli kütleleri arttırıldı ve bu nedenle de bu parçacıkların enerjileri arttı. Normalde 10 Eylül’de çalıştırıldığında bu proton parçacığının enerjisi sabit kütlelerinin 450 katında idi. Dünkü deneyde ise olduklarından 3 bin 500 kat daha kütleli hissederek hareket ettiler ve şu ana kadarki en büyük enerji açığa çıkarıldı. Dünya rekorunu kırdık. Bundan önce yapılan çarpıştırmaların 3 katı kadar enerji açığa çıktı.”
Deneyle birlikte veri akışının çok hızlandığını da dile getiren Demirköz, ”Burada detektörler saniyede 40 milyon kez veri alabiliyor. Bunu bir fotoğraf makinesine benzetebiliriz. Bundan da büyük miktarda veri ortaya çıkıyor. Buradan çıkan veriler de dünya ile eş zamanlı olarak Türkiye’ye de yolluyoruz. Bu enerji seviyesi yeni fizik buluşlarının önünü açan kapı. Burada bu deneyden itibaren bizden yeni fizik buluşlarını 6 ay sonra bekleyebilirsiniz. Ben bu deneyin bu enerji seviyelerinde doğanın bize daha önce hiç vermediği şeyleri vereceğini düşünüyorum” diye konuştu.
Demirköz, elde edilen enerjiyle 18-24 ay arasında veriler elde edeceklerini bildirerek, daha sonra hızlandırıcının bazı parçalarının yenilenerek üst teknolojiye çıkarılacağını belirtti. Demirköz, daha sonra deneye tekrar başlayacaklarını ve şu anki enerjinin de üst seviyelerine çıkacaklarını
söyledi.
Demirköz, deneyde kara deliklerin oluşumuna ilişkin ise şöyle konuştu:
”Bu enerjiyle oluşsaydı, kara delikler zaten oluşmuştu. Deneyde bir çeşit kara delik çıkması mümkün ama onun adı aslında kara delik değil, mini kara delik. Bunlar mikroskopik boyutlarda bizim anladığımız şekilde evreni ve yıldızları yutan kara deliklerden çok farklı. Oluşup yok olabilen çok hızlı parçacıkların özellikleri. Halkımız korkmasın, bugünkü güçte kara delikler anlaşılan anlamda oluşmadı ve zaten oluşamazdı.”
”CERN’E ÜYELİK TÜRKİYE’NİN PRESTİJİ”
CERN’de 100’e yakın bilim insanının bulunduğunu, Türkiye’den bilim insanlarının ise bir takım deneylere katılabildiğini anımsatan Demirçöz, şunları kaydetti:
”CERN’e üye olmadığından Türkiye’den özel sektör CERN’den ihale alamıyor. Biliyoruz ki CERN’den ihale alan şirketler çok hızlı büyüyor. Küçük ölçekli olanlar değerini yıllar içinde 3’e katlıyor.
CERN’e üye olursa Türkiye yılda 20-30 milyon İsviçre frangı ödeyecek. Ancak bu miktarın yarısı zaten Türk şirketlerine ihalelerle geri dönecek. Bu nedenle Türkiye için CERN’e üye olmak şanstır ve prestij meselesidir.”