Genelde tersine aşinayız. Bizde meşhur olanlar gider yabancı gazetelere röportaj verir. Sezen Aksu Japon gazetesine konuşur. Orhan Pamuk Alman gazetelerini tercih eder. Bu sefer tersine göç gibi tersine bir röportaj var. Almanya’da meşhur olan İdil Baydar tanınmayı fazlasıyla hak ediyor. Stand-up’çı Baydar’ı Almanya’da tanımayan yok gibi! Almanlar bu genç kadının videolarını milyonlarca kez seyrediyor, Baydar’la röportaj yapan gazeteler “Bu kadın bir harika” başlığını atıyor. Menajeri, İdil Baydar’ı aramadan önce “Türkçe’si çok kötü! Umarım Almanca ya da İngilizce biliyorsunuz” diye uyardı. Telefonunu çaldırdığımda Berlin’de saat sabah 11.00. Sesini duyar duymaz ağzımdan “Hallo” yerine “Alo”, “Wie geht’s ihnen?” yerine “Nasılsınız?” çıktı. O ise kısık sesiyle bir kahkaha attı ve dedi ki: “Ben çok iyiyim, siz nasılsınız, çok sevindim aramanıza!”
ANADİLİ ALMANCA
İdil Baydar 1975 Almanya doğumlu. Ankaralı ailesi 1972’de Almanya’ya işçi olarak göç edenlerden. Niedersachsen Celle’de yaşarken annesi Halise Haydar’la Berlin’e taşınıyor ve 20 yıldır da Berlin’de yasıyor. Türkçe’si çok kötü. hatta “anadili” kelimesi burada manasını yitiriyor. Zira annesi evde kızıyla tek bir kelime dahi Türkçe konuşmamış. Yaz tatillerinde Ankara’ya gidip gelmeleri hariç Baydar’ın Türkiye’yle bağı pek yok. “Annem beni dünyaya getirdiğinde çok gençti. Türkiye’ye dönmek istemiyordu, benim de Alman çocukları gibi büyümemi istiyordu” diye anlatıyor, 37 yağındaki Baydar bir sosyal pedagog ve Neuköllner Rütli-Schule’de sabahtan akşama özellikle uyum sorunu yaşayan çocuklarla ilgileniyor, Baydar’ın yarattığı tiplemeler de bu okulun koridorlarından çıkıyor, “Sınıfımın yüzde 98’i Türk, yüzde 2’si Arap çocukları. Hepsinin uyum problemi var. Ama aptal değiller. Sadece ev ve dışarıda yabancılarla çevrili hayatları arasında sıkışıp kalıyorlar. Bu onlar için bir varoluş mücadelesi” diye anlatıyor Baydar.
BEKLENMEYEN ŞÖHRET
Çok iyi şarkı söyleyen ve çok iyi bir tiyatrocu olan Baydar, Maxim Gorki Tiyatrosu’nda ve Sophiensalen’de sahneye çıkıyor. Şan ya da tiyatro eğitimi yok.
Cesaretini Türk olmasından, medeni cesaretini de herhalde Almanlar’dan alıyor. “Biz yeni keşfettik. Hangi ara bu kadar ünlü oldunuz” soruma “şimdi” diye gülerek yanıt veriyor. “Bu kadar iyi tepki alacağımı hiç tahmin etmemiştim ve ünlü olmayı da hiç beklemiyordum” diyen Baydar’a şöhreti getiren karakter, Jilet Ayşe. Almanya’nın en çok satan gazetesi Bild de Baydar’ı çoktan keşfetmiş. Oyuncu şimdi Bild’in web sitesi için Jilet Ayşe videoları hazırlıyor. Ama Jilet Ayşe’nin hikâyesi, kendini hiç dışlanmış hissetmediğini söyleyen İdil Baydar’dan farklı. Jilet Ayşe’nin entegrasyonla derdi var. Jilet öfkeli. Alman kızlarına da Türk kızlarına da her zaman bir çift lafı var. Baydar bu karakteri yıllardır iki tarafı da sağlam gözlemleyerek yarattığını söylüyor. “Ama evet şu sorunum var” diyor. “Almanlar nasıl uyum sorunum olmadığını soruyor, Türkler de neden kendilerine uyum göstermediğimi. Burada bu hayata uyum sağladığında karşına ‘Neden Türkler gibi yaşamıyorsun’ sorusu çıkıyor.”
Baydar’ın sabrını taşıran ve bu tiplemeyi belki de yaratmasına sebep olansa Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin’in 2010’da yazdığı ve Almanya’daki Türkleri yerden yere vuran “Almanya Kendini Yok Ediyor” adlı kitap. “Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra daha çok uyum sorunu yaşar olduk, çünkü Almanya’da da hava değişti. Entegrasyonu sürekli bir suçlama gibi karşımıza getirmeleriyle sorunum var” diyor Baydar.
FATİH AKIN HAYRANI
İdil Baydar çok doğal bir kadın, Youtube’da milyonlarca kez seyredilen, binlerce blogda linkleri paylaşılan videolarında. Jilet Ayşe ağzına geleni sokak Almancısı ile anlatıyor. Çok da komik. Jilet 13-20 yaşlan arası Türk ve Alman gençlerinin çoktan idolü haline gelmiş. “Hiç Türkiye’yi merak ediyor musunuz? Takip ediyor musunuz” sorumu endişeli bir tonda “Ahh, evet” diye yanıtladı. “Başbakan’ın Erdoğan olduğundan ve işlerin kendisiyle biraz zor olduğundan haberim var. Haberlerden anladığım kadarıyla ülkeye demokrasi getirmeye çalışıyor” Baydar, Cem Yılmaz ve Fatih Akın hayranı. Yılmaz’ı çok akıllı buluyor. “Fatih Akın bir gün gelse ve sizinle bir film yapmak istese?” soruma, “Harika olur” diyor, Türkçe başlayan telefon sohbeti Almanca sürdü ama yine Türkçe bitti; “Sizi tanıdığıma çok memnunum” dedim. “Ben de, ben de. Herkese sevgiler, size de iyi günler” dedi.
Baydar’ın karakterleri: Jilet & Gerda
Jilet Ayşe, İdil Baydar’ın yarattığı bir karakter. Çok öfkeli. Berlin’de Neuköln’de yaşıyor, okula gitmek istemiyor, Ganster olmaya özenen agresif erkek arkadaşı Ayak Ahmet’le evlenerek 7-8 çocuk doğurmak istiyor. Hazırlanması en az 3.5 saat sürüyor. Spreyli saçtan ve eşofman takımlarıyla en çok evinin salonunda vakit geçiriyor. Chihuahua cinsi köpeğinin adı da ”Katliam Fatma”. Liseye giden ve iş arayan kız kardeşi Ayşegül’e “Uyum fahişesi” diyor. Jilet Ayşe’nin derdi kendi boyunu aşmış, ama magazin figürlerini takip etmekten de geri kalmıyor. Kristen Sleıvart’tan aynlan Pattinson’a bağıra çağıra “Kristen’i geri al gerzek herrt” diyor. Prens Harry’nin çıplak pozlanna da laf ediyor. Ama Baydar sadece Jilet Ayşe’yi oynamıyor, Gerda Grischke adında bir Alman kadını da canlandırıyor. Gösterilerinde Gerda Grischke’yi de Jilet Ayşe’ye bağlıyor, çünkü yaşlı bir Alman kadın olan Gerda aslında Jüet’in kardeşi Ayşegül’ün Alman erkek arkadaşının annesi… Baydar bu gösterilerinde politik mesaj vermekten. Alman politikacılan eleştirmekten de geri durmuyor.
http://www.haberturk.com/yasam/haber/780934-kim-bu-jilet-ayse