Zafer KARADAĞ : Çindeki Fenerbahçeliler Derneği Başkanı

Bu gün bomba konuğumuz var, kendisini Fenerbahçenin 100. yılında Çin settinde yapılan şampiyonluk kutlaması ile basında çok sık gördüğümüz biri. Evet Çin Fenerbahçeliler Derneği başkanı Zafer KARADAĞ bu gün bizim konuğumuz.
Zafer bey’e bu gün bir çok konu hakkında sorular sorduk, kendisi aynı zamanda shanghai da bulunan dünyanın en büyük serbest bölgesi olan Weigaoqiao Free Trade Zone de %100 Türk sermayeli ilk şirketi kuran kişi. Kendisinin Çin tecrübelerini dinlemeniz için buyrun keyifli sohbetimize ortak olun.
Merhabalar hoşgeldiniz,
Hoşbulduk
Ne zamandan beri Çin ile çalışıyorsunuz ?
2004 yılında Çin’e ilk kez geldiğimde, hemen herkes Çin’den ne alsam da para kazansam diye bakıyordu. Ülkemizdeki medya kuruluşları da sürekli Çin tehditinden söz ederek, insanlarımızı yanlış yönlendiriyordu. Oysa ben Türkiye’den Çin’e daha çok mal satılabileceğini gözlemlediğim için Shanghai’a yerleşmeye karar verdim ve hemen kendi şirketimi kurmak için kolları sıvadım. Ancak bu hiç te kolay ve ucuza mal olmadı. Tüm işlemlerin bitmesi tam 9 ayımı aldı, yaptığım harcamaların tutarı da 20.000 Doları aştı. Biz bir ticaret firmasıyız, mermerden zeytinyağına, dondurulmuş gıdadan çimentoya, yürüyen merdivene, tren vagonuna, elektronik ürünlere, tekstile, tıbbi ürünlere, ginsenge, ambalaj makina ve malzemelerine kadar pek çok farklı konuda ya doğrudan ticaret yapıyoruz ya da aracılık ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Bu arada yeni projeler de hazırlıyoruz, inşallah 2009′da hazır olacaktır. Geleceğe güvenle bakıyoruz, Özellikle Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracatın çok daha fazla olması gerektiğine, bu devasa pazarın bu hedefimize uygun olduğuna yürekten inanıyorum. http://www.harclik.net/ adresindeki kişisel web sitemdeki makalelerde ve katıldığım panellerde yaptığım konuşmalarda ihracatçılarımızın Çin pazarına daha fazla önem ve değer vermesini sağlamaya çalışıyorum. Genelde herkes Çin’in yaptığı ihracatları konuşuyor ama bence Çin pazarı aynı zamanda hızla büyüyen bir ithalat cenneti durumundadır, sadece 2007 yılında Çin’in yaptığı ithalat tutarı 956 milyar Dolar’ı aşmış durumdadır. Henüz marka bilincinin oluşmadığı Çin’de Türk ihracatçıları ellerini çabuk tutarlarsa, dünyanın en büyük fırsatlar ülkesinin Çin olduğunu 4 yıldır haykıran bendenize hak vereceklerdir. KARYA olarak daha fazla Türk markasının Çin raflarında yer ve pay almasını sağlamak için elimizden gelen tüm gayreti göstermeye, ihracatçılarımıza danışmanlık yapmaya, pazara giriş aşamasında işbirliği yapmaya devam edeceğiz.
Sizi Çin ile çalışmaya yönlendiren sebep yada sebepler nelerdi ?Çin’i tanıdığım ilk seyahatte, dünyanın ekonomik geleceğini etkileyeceğini ve hem mesafe hem de kültür farkı nedeniyle Türk ihracatçıların bu pazara dikkatlerini bir an önce çekebilmek için taşın altına sadece elimi değil, kafamı da sokmaya karar verdim ve gelip yerleştim. Bir önceki çalışma alanım yine çok zor bir pazar olan Yunanistan olduğu için, zorluklarla mücadele etmeyi öğrenmiştim, bu konudaki çalışmalarımı http://www.harclik.net/ adresindeki kişisel web sitemin arşivindeki eski sayılarda okuyabilirsiniz. İşte o tecrübelerimi yine Türkiyem’in yararına kullandırmak üzere Çin’e geldim.

Shanghai Karya International Trade nasıl kuruldu ?

2005 yılında, Çin’in ve dünyanın en büyük serbest bölgesi olan Waigaoqiao Free Trade Zone’daki %100 Türk sermayeli ilk şirket olan Shanghai KARYA International Trading Co. Ltd.’i kurdum.
Shanghai hakkında bize biraz bilgi verirmisiniz ?
Shanghai, Çin’in İstanbul’udur. Ancak Shanghai’i görünce Çin’i gördüğünü sananlar ve hesabını-kitabını buna göre yapanlar büyük bir yanılgıya düşerler, çünkü bu güzel şehir henüz Çin’in vitrini durumundadır.
Biraz Çin’i ve Çinlileri bize anlatırmısın ? (en ilginç özelliklerini, ilgini çeken yanları v.b.)
Çinliler bizi seviyor, burada huzur içinde yaşamamıza ve çalışmamıza olanak veriyorlar, biz de onları seviyoruz. O kadar ki, büyük oğlum sayesinde Çinli bir gelinim olmuştu, şimdi de bir torunum var. Çinlilerle bazı konularda ciddi kültür farklılıklarımız var, yemek yerken ağızlarını şapırdatmaları, nerdeyse her yere tükürmeleri, trafikteki saygısızlıkları gibi ufak tefek (!) olumsuzlukları hoş görmenizi sağlayacak kadar cana yakın ve güleryüzlüler. Çin’i ise anlatmayacağım, bence her Türk vatandaşının ölmeden önce en az bir kere görmesi gereken bir ülke ama bir şartım var, bütün Çinliler de en az bir kere Türkiye’yi ziyaret edecekler. Bu şartımın altında bir bit yeniği aramayın sakın, hele hele Çin’in nüfusunun Türkiye’den 20 kat daha fazla olmasını konumuzla hiç alakası yok, tamamen tesadüfi ve duygusal (!) bir rastlandı.
Çinlilerin yemeklerinden bahsedermisiniz en sevdiğiniz yemek ? Bize ne yemeği önerirsiniz ?
Çinli dostlarım hiç kusura bakmasınlar ama Çin mutfağı ile hala bir barış imzalayamadım. Sadece balık yerken sorun yaşamıyorum, o da benim istediğim gibi pişirilir ve yanında limon ve tuz getirirlerse, yok o … sosları ile balığı katletmişlerse, masadan yine aç kalkıyorum, neyseki bende stok yeterince var da, sorun olmuyor.
Çinde yaşamak isteyenlere ne gibi önerilerde bulunursunuz ?
Madem sordunuz samimiyetle söyleyeyim; güzel Türkiye’den sonra Çin’de yaşamak, baklavanın üzerine turşu suyu içmek gibi bir duygu uyandırıyor. Dolayısıyla mümkünse Türkiye’de yaşasınlar ama mutlaka gelmeleri gerekiyorsa şunu bilsinler ki, dünyanın 4 kıtasını onlarca ülkesini ve şehrini görmüş biri olarak, Çin dünyadaki en güvenli, huzurlu ve mutlu yaşamı sunan ülkelerden biridir. Yalnız nasıl olsa Çin’de herşey ucuzdur gibi bir yanılgıyla gelmeye kalkmasınlar çünkü asla öyle değil. Ayda en az 2.000 Euro masraf ederek yaşayabileceklerini bilsinler, okul çağında çocukları varsa bunun kesinlikle yetmeyeceğini ön görsünler, yoksa çok mutsuz olur ve yıpranırlar.
Çin’e gittiğimizde mutlaka görmelisiniz dediğiniz yer veya yerler nereleridir ?
Ben Çin’in her yerine yayılmış onlarca havaalanından 24 tanesini kullanacak kadar çok seyahat ettim ve Çin’in doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar onlarca hatta yüzlerce şehir gördüm. Dolayısıyla bu soruya; “sadece Çin Seddi, Yasak Şehir, Shanghai, Huangzhou, Suzhou, Wuxi, Xiamen, Shenzhen, Guangzhou, Chongqing, Xian, Gulin, Jinan, Yantai, Dalian, Harbin, Nanjing, Kunming, Wenzhou, Ningbo, vs… gibi şehirleri görmeniz bile yetmez, çünkü Çin Türkiyem’in 10 katı genişliğinde bir yüzölçümüne sahip” şeklinde bir cevap vereceğim.
Sanırım sizde benim gibi Fenerbahçelisiniz ve Çin’deki Fenerbahçeliler Derneğinin başkanlığı görevini yürütüyorsunuz, dernek olarak ne gibi faaliyetleriniz var ?
Çin’e yerleşmeye karar verdiğimde belirlediğim hedefler arasında “Çin’deki Fenerbahçeliler Derneği”ni kurmak ve Fenerbahçemiz’in 100. kuruluş yıldönümünü Çin Seddi’nde büyük Fenerbahçe Bayrakları açarak kutlamak da vardı. Hamdolsun 2005 yılında derneğimizi kurduk (henüz resmi değil çünkü Çin’de bizim derneklerimiz gibi sivil toplum örgütlerine izin verilmiyor), 50′den fazla üyemiz var ve dernek olarak 100. yılımızda Çin Seddi’nde arzuladığımız etkinliği gerçekleştirdik, Türkiye’deki gazeteler ve televizyonlar da bunu haber olarak yayınladılar.
Makalelerinizi yazdığınız ve ücretsiz dağıttığınız Harçlık nasıl ortaya çıktı ?
İnternet ortamında, http://www.harclik.net/ adresinde ve ücetsiz olarak yayınlamakta olduğum “HARÇLIK” adlı elektronik dergiyi ilk kez 1999 yılında yayınladığımda sadece bir tek sayfadan oluşuyordu ve 50 kişilik bir okur grubu vardı. Aradan geçen sekiz yılda okur sayısı 5.800′e ulaştı ve artık HARÇLIK’ın her sayısı en az 100 sayfadan oluşuyor. Ancak Çin’deki yoğun çalışma tempom yüzünden son sayılar, ham olarak hazır olmasına rağmen, 8 yıldır gösterdiğim titizliğin etkisiyle, henüz tashihlerini bitiremediğim için okurlarıma gönderemedim. İnşallah en kısa sürede bu aksaklığı giderecek ve her ay onların “HARÇLIK”larını göndermeye devam edeceğim. Tabii onlar da yıllardır yaptıkları gibi bu “HARÇLIK”ları sadece biriktirmeyecekler, harcayacaklar ve dostlarıyla paylaşacaklar.
Son olarak Çin ile iş yapmak isteyen iş adamlarına neler önerirsiniz ?
Çin’e ihracat yapmak ya da buradan mal almak isteyen işadamlarımıza ve firmalara tavsiyem şu olur. Türkiye’de hangi il ve ilçeye giderseniz gidin, ticaret odasına başvurduğunuzda o bölgedeki tüm firmaların adlarını, adreslerini, telefon ve fax numaralarını hatta artık web ve email adreslerini, sadece birkaç dakika içinde ve çok cüzi bir ücret karşılığında alabilirsiniz. Ancak bu muhteşem hizmet maalesef Çin’de verilmemektedir, bu yüzden pazara girişte veya ürün alımlarınızda mutlaka sizin adınıza çaba sarfedecek ve Çin’de tecrübesi olan Türk firmaları ile işbirliğini tercih etmelisiniz. Böylece, kendi başınıza gerçekleştireceğiniz başarılı bir girişten çok daha fazlasını hem de çok daha ucuza elde edebilirsiniz. Bana sıkça sorulan soru şudur; “Çin’de zaten herşey ucuz, biz ne satabiliriz ki?” Bu soruya ve kökten yanlış yaklaşıma şöyle cevap veriyorum; Çin’e Türkiye’den satılabilecek o kadar çok ürün var ki, inanın her geçen gün daha çok şaşıyorum. Kısaca şunu söyleyeyim; Çin’e en çok tükettikleri ürün olan pirinci bile satabilirsiniz, Tosya pirincini bile satabileceğiniz bu devasa pazarda herkesimin kendi sektörü ile ilgili ciddi bir pazar araştırması yapması durumunda bana hak vereceklerine tüm kalbimle inanıyorum.
Röportaj için çok Teşekkür ederiz iyi çalışmalar…

Related Posts