Dünyayı sallayan aşiret üyesi Türk!
Yarattığı yoğurt markasıyla dünyanın en zenginleri arasına girdi
2007’de yarattığı Chobani markasıyla üç yılda Amerikan yoğurt piyasasını ele geçiren Hamdi Ulukaya, 1.1 milyar dolarlık servetiyle adını küresel milyarderler listesine yazdırdı
FORBES’un Global Milyarderler listesinin yeni yüzü olan Hamdi Ulukaya “Dürüst olmak gerekirse ben hiç de özel birisi değilim” dedi. Üniversiteyi bitiremediğinden, işe başlarken hiçbir ticari tecrübesinin olmadığını belirten Ulukaya, “Sadece özgüvenim vardı. Aslında bunun nereden kaynaklandığını da bilmiyorum” dedi.
İŞTE O HİKAYE
Ulukaya’ya bu yıl “en genç Türk milyarder” unvanını kazandıran hikâyesi, 2005’te Kraft Food’un boşalttığı 120 yıllık fabrikayı satın alarak işe başlıyor. İki yıl süren küçük çaplı fason üretimin ardından 2007’de kendi markasıyla New York’un merkezindeki marketlere mal vermeye başlamasıyla sadece kendi dünyasını değil Amerikan yoğurt pazarını da değiştirecek olan ‘Chobani’ fenomeni başlıyor. Chobani, bugün 1 milyar doları aşan cirosuyla ABD’nin en büyük Yunan yoğurdu markası.
RAKİPLER DE BERABERİNDE GELDİ
Şikago merkezli araştırma şirketi SymphonyIRI’e göre beş yıl önce, Ulukaya’nın Chobani markasını yarattığı 2007’de, Yunan yoğurdu segmentinin büyüklüğü sadece 35 milyon dolardı. Chobani’nin yüzde 48 paya sahip olduğu sektörün büyüklüğü 2012’de ise 2,1 milyar dolara geldi. Segment, beş yılda yüzde 5 bin 900 gibi devasa bir oranla büyüdü.
Bu yükseliş yeni rakipleri de beraberinde getirdi. Dünya gıda devlerinden PepsiCo, 2012’de ABD yoğurt pazarına girdi. Ulukaya’nın rakiplerinden Alman Theo Mueller Group ile ortaklık kuran Pepsi, 206 milyon dolarlık yatırımla 350 bin metrekare alan üzerinde kurulu bir yoğurt fabrikası açtı. Üstelik New York’ta Hamdi Ulukaya’nın burnun dibinde. Pepsi’nin bu hamlesinin ardında ABD yoğurt pazarının 2016’da 9 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacağı öngörüsü yatıyor. Bu potansiyel geleneksel yoğurt üreticilerini de cezbetmiş durumda. 22 Mart 2013 itibarıyla New York Borsası’nda 31 milyar dolar piyasa değeri üzerinden işlem gören gıda şirketi General Mills, “Yoplait” markasıyla faaliyet gösterdiği yoğurt pazarında aynı markayla Yunan yoğurdu segmentine de girdi. Fransa merkezli Danone ise “Oikos” markasını pazara sürdü. 2005’te yoğurt üretimini durdurup fabrikasını Ulukaya’ya satan Kraft da Chobani’nin rüzgarına kapılıp 2010’da yeniden yoğurt üretimine başladı. Ancak uzmanlar Ulukaya ve Chobani ile rekabet etmenin zor olduğu görüşünde.
http://ekonomi.haberturk.com/para/haber/832443-dunyayi-sallayan-asiret-uyesi-turk
——————————
Amerika’nın en başarılı 10 işadamından biri olarak gösterilen Hamdi Ulukaya, 700 milyon dolarlık “Chobani” markasıyla ABD yoğurt piyasasında bir numaraya oturdu.
700 milyon dolarlık “Chobani” markasıyla ABD yoğurt piyasasında 1 numaraya oturdu
Amerika’nın Yoğurt Devi Chobani’nin Kurucusu Hamdi Ulukaya
Amerika’nın en başarılı 10 işadamından biri olarak gösterilen Hamdi Ulukaya, 700 milyon dolarlık “Chobani” markasıyla ABD yoğurt piyasasında bir numaraya oturdu. Chobani’yi teknoloji devi Apple ile kıyaslayan Amerika’nın ünlü ekonomi dergisi Forbes, “Yoğurdun Steve Jobs’u” ilan ettiği Ulukaya’ya geçtiğimiz ay sayfalarında geniş yer verdi. Elazığ’da doğup büyüyen ve mandıracılık yapan bir aileden gelen Ulukaya, dil öğrenmek için geldiği Amerika’da üniversiteye devam eder. Kendisini ziyarete gelen babasının oradaki peynirleri beğenmemesi ve oğluna kendi kasabalarında ürettikleri peynirleri burada satmayı önermesiyle Hamdi Bey rotayı peynirciliğe çevirir. Sonrasında da, ürün odaklılık ve stratejik pazarlama teknikleriyle başarı tıkır tıkır gelir.
ABD’de yoğurt denince akla ilk Yunan yoğurdu geliyor. Bu alanda pek çok iddialı marka var. Ama 39 yaşındaki Türk girişimci Hamdi Ulukaya’nın Chobani markası, kısa sürede hızlı tırmanışıyla piyasayı ele geçirmiş durumda. ABD’de 5.5 milyar dolarlık yoğurt piyasasının yaklaşın yüzde 15’ini kontrol ediyor.
İşe Yaylada Koyun Güderek Başladı
Elazığ’da dünyaya gelen Hamdi Ulukaya, Fırat Nehri’nin kenarında, Munzur Dağları’nın eteğinde küçük bir kasabada büyümüş. Çocukluk ve ilk gençlik yılları aşiret lideri olan dedesinin dizinin dibinde, aşiretin nasıl yönetildiğini izleyerek geçmiş. Organizasyon ve liderlik becerilerinin tohumları o mütevazı Anadolu kasabasında dedesini örnek alarak atılmış diyebiliriz. Bunu “Verilen sözün tutulması gerektiğini, bir işte önceliğin insan ve ona duyulan güven olduğunu dedemden öğrendim,” sözleriyle ifade ediyor. Peynir ve yoğurt işini ise mandıracılık yapan babasına yardım ederek, yazları yaylaya çıkıp koyun güderek öğrenmiş.
Dağların genç çobanı, bir gün çantasını vurmuş sırtına ve Amerika’nın yolunu tutmuş. Tek kelime İngilizce bilmeden… Yıl 1997. İlk başlarda çok yalnız kalmış, sıkıntı çekmiş. “Hiçbir şeyim yok sanıyordum ama sırt çantamın dışında çok kıymetli bir şey daha götürmüşüm yanımda. Babam ve dedemden öğrendiğim insanlık bilgi ve tecrübesi… Meğer başarı için gerekli her şeye sahipmişim de haberim yokmuş,” diyor o günleri hatırlarken.
Batan Fabrikayı Satın Aldı, Zirveye Oturdu
İngilizcesini geliştirmiş, Albany Üniveristesi’ne kayıt olmuş. Deneyimleriyle donattığı oğluna ABD’de fabrika kurma konusunda ilk destek yine babadan gelmiş. Oğlunu ziyarete gelen peynir ustası baba, oradaki peynirleri hiç mi hiç beğenmemiş. “Burada hiç güzel peynir yok, bizimkileri getirip satsana” deyince hemen bir-iki konteynır getirmişler. Toptancılara verdikleri peynirlerin satışları iyi gitmiş. Bir süre sonra olabildiğince taze süt kullanarak feta peyniri üreten Euphrates adlı şirketi kurmuş. Bu işe ısınmışken yoğurt işindeki fırsat ve potansiyeli gören Ulukaya, yeni bir risk almış. Bu alanda kendi markasını Yunan stili yoğurtla ‘Chobani’ olarak belirlemiş ve pazara giriş yapmış. Başta meyveli ürünler olmak üzere doğal yoğurt tadını yakalamayı hedefleyen Ulukaya, kurduğu Agro Farma şirketiyle 2005 yılında gıda devi Kraft’ın kapatmak üzere olduğu New York’taki yoğurt fabrikasını satın almış. 10 milyon dolarlık yatırım sonrasında şirketin ivmesinin hızlı bir şekilde yukarı çıkmasını sağlamış.
Çöpe Attığı Kağıt, Hayatının Dönüm Noktası Oldu
Yoğurt devi Chobani markasının kurulma hikayesini şöyle anlatıyor: “Masamı toplarken elime bir kağıt geldi. Üzerinde ‘Makineleriyle satılık yoğurt fabrikası’ yazıyor. Attım çöpe. Yarım saat sonra çöpün içinde kağıdı arıyordum. Karşıma bir fırsat çıkmıştı, birçok insanın başına her gün geliyor ama ben fark ettim ve değerlendirdim. O çöp kutusu hayatımın dönüm noktasıdır bu yüzden.” Hemen fabrikayı incelemeye gitmiş. Orada kendisini büyük bir fırsat bekliyormuş. Kaçar mı, anında yakalamış, bir daha da bırakmamış: “Fabrikada çalışan 55 kişi kararımda etkili oldu. O insanlar bir ay sonra kapanacak bir fabrikada çalışıyorlardı ve gittiğimde işin hiç teklemediğini gördüm. İnsanlarda ne bir isyan, ne bir bıkma ya da moral bozukluğu… Çok etkilendim. Dedim ki ‘Bu insanlar kapanmak üzere olan bir fabrikada böyle çalışıyorlarsa yeni bir yatırımda neler yaparlar.’ Beni yanıltmadılar. Dört yılda Amerika’nın en büyük süt alımını yapan fabrika olduk.”
Hamdi Ulukaya’nın 5 Başarı Sırrı
Basitlik: Ürün, ambalaj ve sunum basit ve sade. Kafa karıştırmıyor, müşteriyi ürkütmüyor.
Ürün odaklılık: Ekip sadece ana işe odaklanıyor. İşte bu yüzden yoğurda 220 milyon dolarlık yatırım yaptı, 50 bin kutu kapasitesini 1.4 milyonlara kadar taşımayı başardı.
Gerçeklik: Gerçek ve inandırıcı. Ütopik bir hizmet sunduğunu iddia etmiyor. Sadece ürününü anlatıyor.
Kâr odaklılık: Kâr oranına önem veriyor, buna odaklanıyor. Hamdi Ulukaya’ya göre nakit her şey. Elinizde bunlar olmadan üretimi artıramaz, inovatif tarafta söz sahibi olamazsınız.
Ekibinin içinde ol, başında değil: İşinin başında duruyor, ona sahip çıkıyor. Diyor ki: “Yoğurt işi yapıyorsanız fabrikaya gidin, çalışanlarla olun, pazar günü çalışılacaksa siz de onlarla birlikte orada bulunun.”
Forbes, Onu “Yoğurt Piyasasının Apple’ı” Olarak Tanıttı
Ekonomi dergisi Forbes, Chobani markasıyla ABD’de yoğurt piyasasını ele geçiren Türk girişimci Hamdi Ulukaya’yı tanıttı. 700 milyonluk dolarlık şirket için “Yoğurt piyasasının Apple’ı” yorumu yapıldı. 4 yıl önce Amerikan Küçük Girişimci Yönetimi tarafından verilen kredi ile Hamdi Ulukaya’nın kurduğu şirketin yoğurt piyasasının devleri Yoplait, Dannon ve Fage gibi markaları zor durumda bıraktığı belirtilirken “Hamdi Ulukaya Apple’ın Silikon Vadisi’nde yaptığı hamleleri yaptı. Büyüyen, piyasayı domine eden ve kârlı olan 700 milyon dolarlık bir iş kurdu’ yorumu yapıldı.
Rakamlarla Hamdi Ulukaya’nın Piyasadaki Başarısı
· 5 kişiyle kurulan Chobani bugün 900 kişiyi istihdam ediyor. Bu rakama 3,5 yılda ulaştı.
· Kurduğu Agro Farma şirketiyle 2005 yılında gıda devi Kraft’ın kapatmak üzere olduğu New York’taki yoğurt fabrikasını satın aldı, 10 milyon dolarlık yatırım yaptı ve sonrasında şirketin ivmesinin hızlı bir şekilde yukarı çıkmasını sağladı.
· Yunan sitili yoğurtla son 5 yılda satışlarını yüzde 2 bin 500 büyüten şirket 2010 yılında 257 milyon dolar kâr etti. Bu kâr rakamı bir önceki yıla göre yüzde 225 artışa işaret ediyor.
· Yunan stili yoğurdu ABD’de 5.5 milyar dolarlık pazara sahip. Ulukaya’nın “Yunan yoğurdu” sloganıyla kurduğu Chobani, bu pazarın yaklaşın yüzde 15’ini kontrol ediyor.
· Yoğurda 220 milyon dolarlık yatırım yaptı, 50 bin kutu kapasitesini 1.4 milyonlara kadar taşımayı başardı.
· Bugün Amerika’nın en başarılı 10 işadamından biri ve 40 yaş altındaki işadamları arasında en parlak girişimci olarak anılıyor.
Apple’le Aynı Yolu İzliyor, Stratejilerini Teknoloji Firması Gibi Geliştiriyor
Forbes dergisinin kendisini “Yoğurdun Steve Jobs’u” olarak lanse etmesini şöyle yorumluyor: “Ben ilk toplantımızda arkadaşlarıma ‘Biz gıda firması olabiliriz ama stratejilerimizi teknoloji firması gibi geliştirmeliyiz. Basit ürün, yenilikçi ürün ve şaşırtıcı pazarlama yöntemlerimiz olmalı’ demiştim. Bu, Apple’ın izlediği rotayla gayet paraleldi. Hâlâ da öyle. Yılda iki kez yeni ürünler çıkarırız, ambalajlarımızı yenileriz. Yeni ürünü son ana kadar açıklamaz ve tüketicide beklenti yaratırız.”
Bir Türk Geldi ve Bizi Geçti
Chobani markasını “Yunan yoğurdu” sloganıyla hayata geçiren Ulukaya bu soruya şöyle cevap veriyor: “Fransızlar da, Yunanlılar da, Bulgarlar da, biz de ‘Yoğurdu biz icat ettik’ diyoruz. Oysa yoğurt bir yöreye ait değil. Yunan yoğurdu Türk yoğurdundan farklı. Bizim süzme yoğurda benziyor ama daha sulu ve tatlı. Ayrıca onlar bu pazarı oluşturmuş, insanlar Yunan yoğurdu diye bir şeyle tanışmışken aynı ürünü başka bir isimle lanse etmek iş anlamında büyük bir hata olurdu. Buradaki Türk işadamı arkadaşlarımdan bazı tepkiler almıştım ama zamanla geçti. Yunanlıların da tepkileri oldu, ‘Bir Türk geldi ve bizi geçti’ diye epey üzüldüler.”
Adem Özbay / ademozbaya@gmail.com
www.gencgelisim.com