NY Times’ın Türk çizeri karikatür oscarına aday
M.K. Perker imzası daha önce belki de gözünüze ilişmiştir ama muhtemelen bu imzanın bir Türk’e ait olduğunu düşünmemişsinizdir.
M K Perker fotoğrafları ve karikatürleri – FOTO GALERİ
Cairo isimli çizgi romanı Amerika’da büyük ilgi toplayan Türk çizer Kutlukhan Perker, Türkiye’de karikatürist olarak çalışmasının ardından Amerika’nın yolunu tutuyor. 16 yaşında çizmeye başlayan Perker, genç yeteneklerin keşfedildiği bir çizgi roman fuarında keşfediliyor. Ardından da çorap söküğü gibi gelen başarı basamaklarını çıkıyor.
New York Times’a, Wall Street Journal’a çizimler yapan M.K. Perker, aynı zamanda Amerika’da kendi çizgi roman dergisini çıkartıyor ve bir yandan da ülkesini unutmadan Türkiye’de belli yerlerde çizimler yapıyor. Çizgi roman dünyasının Oscar’ı olarak kabul edilen Eisner’a aday oldu. Biz ona mizahçı mı yoksa çizgi roman yazarı mısınız diye sorduğumuzda “illustrator” olarak tanımlamayı tercih ettiğini söylüyor.
Şu anda Amerika’da olan Kutlukhan Perker ile Türkiye’den Amerika’ya uzanan yolculuğundan, çizim dünyası ve kariyerinden konuştuk.
“Mizah dergileri, çizgi roman yayinlari ve gazeteler de çok farkli işler yaptim ve yapiyorum, tek kare karikatürden çizgi roman albümlerine ya da makale illustrasyonlarindan dergi kapaklarina kadar. ‘Illustrator’ tum bunlari kapsiyor ve ifade ediyor.”
“REKLAMDA OYNAYAN ÜNLÜ OLUYOR”
Amerika’da artık tanınmış bir isimsiniz. NY Times’da çizdiniz, Air isimli bir dergiyi de ortağınız G. Willow Wilson ile birlikte sürdürüyorsunuz ama biz sizin bu başarılarınızı fazla da bilmiyoruz. Bunun nedeni ne sizce?
“Evet Amerika’da tanınıyorum ama Amerika’da tanınmış olmakla Türkiye’de tanınmış olmak arasinda çok fark var. Türkiye’de bir banka reklamında oynayan insan ertesi gün ünlü oluyor ve kendisiyle röportajlar yapılıyor. Amerika’da bu, sizin içinde bulunduğunuz sektör ve o sektörün takipçileri tarafından tanınmak olarak açıklanabilir. Ancak müzik ya da sinema gibi cok fazla insana hitap eden bir dalda çalışmıyorsanız Türkiye’deki gibi ünlü olmanız biraz zor. Benim ABD’de yaptigim işlerin Türkiye’de yeterince bilinmediği ya da ses getirmedigi konusuna gelince herkes, sağolsunlar, elinden geldiğince benim yaptigim işleri kamuoyuna duyurmaya gayret gösteriyor bence.”
Buse ÖZEL’İN röportajı
Türkiye’den New York’a gittiniz ve yeni yeteneklerin keşfedildiği bir çizgi roman fuarında keşfedildiniz. Bu süreç nasıl gerçekleşti?
“Ben de ABD’ye gelen tüm yabancı çizerler ya da ABD’li yeni çizerler gibi elimde portfolyomla tüm yayıncı ve gazeteleri dolaştim ve öyle çizmeye başladım. Buraya geldiğimde kimseyi tanımıyordum. Ancak ABD’de olmanın avantaji zaten bu. Siz yeteneğinizle kabul görüyorsunuz. Kimseye özel bir uygulama zaten yok. Türkiye’deki gibi ilişkiler içiçe geçmiş olmadığından her şey liyakata gore yapılabiliyor. Bugün ABD’de çok sayida Latin çizerin varolmasinin nedeni de bu. Yani hiç bir Amerikalı çizer aile, dostluk ya da geçmişteki iş ilişkilerini kullanarak yeni gelen ve kendinden daha iyi bir çizerin önüne geçemiyor. Ben de New York Times’dan New Yorker’a, Wall Street Journal’dan Mad’e, Heavy Metal’den DC Comics’e kadar, Amerika’da cizdigim tum yayin ve kurumlarda boyle cizmeye basladim. Tipki yillar once kucuk bir cocukken ilk kez portfolyomu Oğuz Aral’a götürdüğüm gün gibi. Oğuz Aral’da insanlari yetenekleriyle degerlendirebilen bir editördü.”
KARİKATÜR OSCARINA ADAY OLDU
Kutlukhan Perker halen daha Türkiye’de de çizimler yapıyor. Elif Şafak’ın köşesine de ayrıca illüstrasyonları ile eşlik ediyor… Ayrıca bu yıl önemli bir başarıya daha imza attı. Karikatür dünyasının Oscar’ı olarak bilinen, bu alanda en önemli ödül sayılan Eisner’a aday oldu. Ayrıca birçok kitabı Amerika’da bestseller oldu ve listelerde üst sıraya çıktı.
Başarıya doydu mu yoksa daha gidecek çok yolum var mı diye düşünüyor merak ettik. Bunu bir sonuç mu yoksa adım olarak mı gördüğünü soruyorum ve net bir dille adım olarak gördüğünü söylüyor. “Hayat devam ediyor ben de bildiğim yolda ilerlemeye devam ediyorum” diyor. Gelecek planlarını sorduğumda ise “Henüz 37 yaşındayım ve yarın ölsem arkamda ciddi bir kariyer ve külliyat birakmış olurum. Amacım önümüzdeki yıllarda aynı çizgiyi sürdürmektir” şeklinde yanıtlıyor.
Sizinle alakalı bir yazıda "Kutlukhan New York gibi bir kentte, kalemi ile çize çize, yani adeta tırnaklarıyla kazıya kazıya geldi." deniliyordu. Siz bu süreci kendiniz için nasıl tanımlıyorsunuz. Hiç pes etmek istediğiniz, Türkiye’ye geri dönmek istediğiniz zamanlar oldu mu?
Hayır hiç olmadı. Benim kendime güvenim her zaman tamdı. Bir de iyi bir vizyona sahip olduğumu düşünüyorum. Hem kendimle ilgili hem de diğer çizerlerle ilgili varsayımlarim ve öngörülerim genellikle doğru çıkar. ABD’ye gelmeden önce çalıştığım gazetedeki insanlar 6 ay sonra bu macerayı tamamlayıp geri döneceğimi söylüyorlardı. Ben Ekim 2001’de New York’a geldim ve Aralık 2001’de New York Times’la kontrat imzaladim. Su an 2010’a girmek üzereyiz.
“ÇİZGİ ROMANA BAKIŞ TÜRKİYE’DE ZAYIF”
Peki bir gün dönüp işinize burada devam etmeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye’ye dönmeyi düşünüyorum ama bu ABD ya da Avrupa’ya iş yapmayı bırakacağım anlamına gelmiyor. Artık belli bir eşiği geçtim ve dünyanın neresinde olursam olayım yurt dışına çizmeye devam ederim. Türkiye’ye dönmem sadece adres değişikliği olacaktır.
Türkiye’de mizaha ve çizgi romanlara olan bakışı nasıl buluyorsunuz?
Mizah anlayışımız ve mizah dergiciliğimiz çok güçlü ama çizgi roman konusunun nispeten daha zayıf olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’den beğendiğim ve takip ettiğim isimler ise Kemal Aratan, Bülent Arabacıoğlu, Kenan Yarar, Emirhan Perker, Bariş Kesoğlu.
Türk basınında malum son zamanlarda en çok muhalefet edenler karikatüristler. Sizce bir karikatürcü aynı zamanda gazeteci midir yoksa sadece kurgulanmış şeyler mi çizmelidir?
Mizah dergilerindeki siyasi karikatürlerin bulunduğu sayfalar, ki bunlar genellikle kapak, 2. ve 3. sayfa ve bazen de orta sayfadır, gazeteciliğe daha yakın bir zihniyetle hazırlanır. Diğer sayfalar daha kreatif bir yaklaşıma müsaade etse de güncelliğin periyodik bir yayinda önemi göz önünde tutularak, ülkede yaşanan olaylar, sorunlar ya da günlük dile her zaman paralel bir gidişatta üretilir. Yani gazetecilik refleksleri bir mizah dergisinde mutlaka vardir.
yeteneklisiniz başarılar