Bu görüşün sahibi, Rusya’nın Manhattan’ı sayılan ve Avrupa’nın sayılı projeleri arasında gösterilen “Moscow City” projesi içinde yer alan Federasyon B Kulesi’nin proje müdürü Argun Koçulu, 1991 yılından bu yana Rusya’da.
Koçulu ile hem üstlenmiş olduğu proje hakkında bilgiler aldık hem de Rusya’daki Türk inşaat sektörünün sorunları ve gelişimi hakkında önemli tespitler ve çözüm önerileri dinledik.
Bize Moscow City’den bahsedebilir misiniz? Yaptığınız projenin önemi nedir?
Moscow City Projesi, Rusya’nın 21. yüzyıla adım atış projesidir. Rusya için yeni bir kulvardır. Moskova Nehri yanında gökdelenlerden oluşan dünya ölçeğinden dev bir projeler grubudur. Moscow City projeleri tamamı, 15’in üzerinde projeden oluşan ileri teknoloji isteyen gökdelenler projesidir. Ant Yapı, toplam 3 gökdelen projesinin 500.000 metre kareyi bulan betonarme inşaat işlerini üstlenmiştir. Federasyon Kuleleri şantiyemiz ise 10.000 metre kare alana yayılmış 242 ve 354 metrelik 2 kule, ortasında 448 metre yüksekliğinde asansör ve anten kulesiyle Avrupa’nın en yüksek binası unvanına sahiptir. Federasyon B Kulesi; ofis, konut, alışveriş merkezi, barlar, toplantı salonları, restoranlar, spor salonlar, spa, saunalar, masaj salonları, teknik katlar gibi bölümlerden oluşmaktadır. Kalıp sistemleri, yüksek mukavemetli betonlar ile Proje Moskova’da bir ilk konumunda. Rusya’da yüksek gökdelenler için bina şartnamelerinin tam oturmadığı bir dönemden, kalite kontrollerin sıklıkla yapıldığı bir şantiye döneme geçiyoruz. Öte yandan proje yabancı yatırımcıların da oldukça ilgisini çekiyor. Uluslararası alanda kendini ispatlamış müşavir gruplar ilk defa bu projede çalışmaya başladı. Ant Yapı olarak 21 Aralık 2004 tarihinde 242 metre yüksekliğindeki 4’ü bodrum kat olmak üzere toplam 67 kattan oluşan Federasyon B Kulesi’nin 80.000 metre küplük inşaat sözleşmesini imzaladık. Sözleşme imzalandıktan 1 ay sonra 28 Ocak 2005 tarihinde şantiyeyi teslim aldık. 1 Nisan 2005’de, yani saha tesliminden 2 ay sonra gibi kısa bir sürede de 3,5 metre yüksekliğinde 9.600 metre küplük tek seferde dökülen en büyük temel betonunu 39 saatte gerçekleştirilerek Türkiye ve Rusya’da bir rekor kırmış bulunmaktayız.
Bir süre önce basında inşaatta bir takım sorunların olduğuna dair haberler çıktı. Bu konuyu açıklayabilir misiniz?
Bana göre bu konuda çıkan tüm haberler, Moskova Belediyesi’nin siyasi rakiplerinin, “izinsiz, kötü, şartnamelere uyulmayan işler yapılıyor” şeklinde çıkardıkları söylentilerden ibaret. Çıkan haberler üzerine basın toplantıları yapıldı. Bilim adamları bir araya gelip konuyu tetkik etti. Sonuçta gördüğünüz gibi iş devam ediyor. Aksi olsa bize durun derlerdi. Bu binaların zeminleri için çok büyük paralar harcandı. Metre karesi 15000–17000 dolara yerlerin satıldığı, yıllık metre karesi 1600 dolar üzerinden kiraların söz konusu olduğu ve belki de 1,5 sene gibi kısa bir sürede yatırılan sermayenin geri dönüşümünün olacağı, karlılığın bu kadar yoğun olduğu bir projede işveren paradan kaçmıyor.
Rus partnerlerinizle çalışırken zorluklar yaşıyor musunuz?
Hayır. Biz Ruslar ile gayet rahat bir iş ilişkisi yürütüyoruz. Masada birbirimizin sözlerine güvenebiliyoruz. İki kültür tarihsel birikim ve coğrafi yakınlık nedeniyle birbirlerine çok benzedikleri için Rus firmalarıyla başka ülke firmalarına oranla daha rahat çalışabiliyoruz.
Türk inşaat firmalarının Rusya pazarında yaşadığı temel sorunlar nelerdir? Rekabetin her geçen gün zorlaştığı, Çin gibi diğer ülke firmalarının da ağırlığını giderek hissettirdiği bu pazarda yapılması gerekenler nelerdir?
Türk inşaat firmaları Rusya inşaat piyasasının aradığı kaliteyi, sürati, esnekliği, uyumu, uygun fiyat politikalarını sağlayarak piyasaya hakim olmuştur. Hatta Enka gibi firmalarımız Rusya’nın en büyük yatırımcılarındandır. Firmalarımız sadece son 2 yıl içinde Rusya’da 4 milyar dolara yakın kontrat imzalamışlardır ve iş hacmi gittikçe artacaktır. Son 15 yılda elde edilen bu seviye kolay kazanılmamıştır, kolay harcanmamalıdır.
Çinlilerden ise yakın gelecekte çok korkmamalıyız, orta ve uzun vadede ise gerekli önlemleri devlet ve özel sektör almalıdır. Rus özel sektörü merkezden yönetilen, esnek olmayan, bürokratik firmaları sevmez. Türkler’in yerinden yönetim sistemi, idari ve teknik kadrosunun 10-15 yıllık Rusya tecrübe birikimine sahip olması, bankacılık, gıda, nakliye, malzeme üreticileri ve taşeronlarıyla bir bütünün parçası olmasını bilmesi, gelecekteki büyük başarıların da işaretidir.
Rusya pazarı, rekabet koşulları içinde ortak olmayı bilen tüm firmalara da yeter. Yeter ki firmalar birbirlerine düşüp, gereksiz fiyat indirimlerine ve birbirlerinin işine girmesin. Öte yandan, Rusya’da Türk inşaat firmalarının hiç girmediği bölgeler var. Buralara bakmıyoruz. Mantar gibi aynı bölgede çoğalmamamız lazım. Ancak devletimizin de Rusya’nın bu girilmeyen bölgelerine girerken doğabilecek risklere karşı teşvik ve desteğiyle firmalarımızın yanında olması gerekiyor. Çin firmalarıyla temel farkımız, onların tam devlet desteğiyle çalışmalarıdır. Komşu olduğumuz Çin şantiyesindeki gözlemlerimize dayanarak şunları söyleyebiliriz: İhale aşamasından başlamak üzere Çin Büyükelçiliği elamanlarını görevlendirmiş, devlet başkanları görüşmelerde inşaat işlerini iki ülkenin resmi programlarına aldırmış, her fırsatta şantiye üst düzey bürokrat ve hatta devlet başkan yardımcısı tarafından ziyaret edilmiştir. Bu örnekte de görüldüğü gibi devletimizin lobi faaliyetleri ile kendi firmalarını pazarda tutmak için desteklemesi halinde Türk firmalarının pazar payı daha da artacaktır.
Özellikle vurgulamak istediğim diğer bir konu, firmalarımızda müşavir firma sisteminin oluşturulması ile ilgili. Ne yazık ki, müşavirlik hizmeti verecek Türk firmalarımız çok yetersiz. Bu büyük bir eksiklik. Bilgileri ve tecrübeleri taşıyacak ve aktaracak müşavir firmalara kesinlikle ihtiyacımız var. Devletin bu konuda da müşavirliği destekleyecek politikalar üretmesi gerekiyor. Son olarak, söylemek istediğim konu şu: Rusya’da bütün Türk firmalarının yaptığı başarılı işlerin tanıtımı ortak bir tanıtım projesi ile yapılması durumunda sadece Rusya’daki pazar payımızı geliştirmekle kalmayız, aynı zamanda diğer ülkelerde de projeler alarak dünya inşaat sektöründe önemli bir marka oluruz.
Argun Koçulu kimdir?
3 Mayıs 1968 Kars doğumlu olan Argun Koçulu ODTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Üniversiteyi bitirdikten sonra 1991 yılında meslek hayatına Rusya Federasyonu’nun Kaluga Bölgesi’nde MESA (Pem Konsorsiyumu) toplu konutları ile başladı. Yine aynı eyalette Turan Haznedaroğlu A.Ş ile alüminyum fabrikası, toplu konut, galvaniz fabrikası, Soçi’de otel ve tedavi üniteleri, toplu konut, Moskova’da ise Menatep Bankası merkez binası şantiyelerinde görevler aldı. Rusya’daki 1998 mali krizi sonrasında Türkiye’ye dönen Koçulu 3,5 sene Türkiye’de kaldıktan sonra tekrar Rusya’ya geldi. Ant Yapı ile 5 yıldır birlikte çalışan Koçulu, Moskova’da restorasyon ve toplu konut projelerinde görev yaptı. Şimdi Moscow City Federasyon B Kulesi’nin Proje Müdürlüğü görevini yürütüyor. Argun Koçulu evli ve bir çocuk babası.