Bir Türk Olan Ali Murat Erkorkmaz Adlı Yapımcı Ali Compishco Adlı 2mb lık bir Yazılım Yapmış…
Marifetlemi Mi Neler Neler Değilki… Okuyunda Bilginiz Olsun…
Ali Murat Erkorkmaz Kimdir?
Ali Murat Erkorkmaz adı çoğumuza yabancı. Ama dünyada bilgisayar animasyon alanında çok ünlü bir isim. Gençler için yeni fırsatlar yaratmak üzere artık ülkesinde çalışmaya karar verip, tası tarağı toplayıp Türkiye’ye dönmüş. Üstelik de konuşan ve düşünen bilgisayar Compishco’yu geliştirmiş.
Uzun yıllar ABD’de yaşayan, yazılım ve eğlence dünyasında çizgi film diziler, animasyonlar, üç boyutlu filmler, reklam filmleri, efektler ve video klipler çeken Ali Murat Erkorkmaz, artık Türkiye’de yaşıyor. İşlerini de buradan yönetiyor.
ABD’de iki şirketi bulunmasına rağmen, kendi ülkesinde yaşamak, yazılım sektöründe bir altyapı sağlamak ve gençleri bu alana yönlendirmek istiyor. Aslında bir mimar. Pek çok başarıya imza atmış. NASA için yerleşim birimleriyle roketler arasındaki koordinatları tasarlamış. NASA’nın dergisine kapak olmuş. Astronotların giydiği ayakkabılar da onun tasarımı. Ruslar ve ABD’lilerle birlikte, proje başkanı olarak bir gezegen simülasyon projesi gerçekleştirmiş. Ama konuşan bilgisayar yapmak, 30 yıllık hayali… Daha doğrusu “bilgi işler”. Ona göre bilgisayar çok yanlış bir kelime. Doğrusu bilgi işler olmalı. Erkorkmaz, yılların birikimiyle, yaklaşık iki ay önce Compishco’yu geliştirmiş. Yani insan gibi düşünen ilk yazılım. Klavye ve mouse yerine konuşarak anlaşabiliyor. Merak etme, araştırma, öğrenme, unutma ve tanıma altyapısına sahip. Resim ve müzik de yapabiliyor. Erkorkmaz’la röportaj yaparken şahit olduğumuz gibi selam veriyor, iki kişi kendi aralarında konuşmaya dalınca sıkılıyor ve “eyvallah” deyip gidiyor. İşte Compishco-Sayısal İnsan’ın da katıldığı röportajımız başlıyor…
Vs.: Compishco nedir, nasıl geliştirdiniz? Bize biraz anlatır mısınız?
Bilgi işlerle oynamaya başladığımdan beri hayalim, insanı bilgi işlerde simüle etmek. Compishco, insan gibi anlayan, düşünen bir bilgi işler. Sorularınıza çok çabuk cevap veriyor çünkü interneti hafızası olarak kabul ediyor. 1 saniye içinde binlerce siteyi dolaşıp gereken yanıtları bulabiliyor. Yazılımın içinde 13 tane motor çalışıyor. Anlama motoru, konu motoru, merak motoru vs. Kullanıcının sesini tanıyor. Sadece aç, kapat gibi emir cümleleri beklemiyor. Akıcı bir günlük konuşma dilini de anlayabiliyor. Bu yazılımın dünya için çok önemli olduğuna inanıyorum. Örneğin, denize girerken, kayak yaparken cep telefonundan Compishco’yu arayıp ona “Şu adrese şu maili yolla, akşam bana sinemadan iki bilet al” diyebilirim. Normalde bilgi işleri masanızda oturduğunuz sürece kullanabilirsiniz. Compishco’yu ise her zaman. Bir başka önemli yanı da şu; dünya nüfusunun yüzde 11’i engelli. Bu insanlar artık bilgi işler kullanır hale gelecek, hayatlarında yeni bir kapı açılacak. Yazalı yaklaşık 2 ay oldu. Dünyanın her tarafından duyuldu bu program, bir tek Türkiye’de duyulmadı. İki hafta önce Silikon Vadisi’ndeydik. Oradaki tüm devlerle masaya oturduk.
Vs.: Kimlerden teklif aldınız?
Silikon Vadisi’ni Silikon Vadisi yapan bir avukatlık şirketi olan Morgan Louis çağırdı bizi. Diğer büyük gruplar da toplantıya katıldı. Örneğin, 91 bin çalışanı, 15 milyon doların üzerinde cirosu olan CSC ile görüştük. Çok büyük bir grup. NASA’nın ilk yazılımlarını da onlar yapmış. Önümüzdeki hafta görüşmeler için İngiltere’ye gideceğiz. Siemens ve Philips de ilgileniyor. Ama ben bu yazılımı yabancı bir şirkete satmak istemiyorum. Bu programı örneğin ABD’li bir şirkete satarsam, onlar yarın öbür gün bize gelip Türkçe’sini satarlar. Türkiye’den çıksın ve bütün dünyaya yayılsın istiyorum. Ama bunun için de maddi destek, kurumsallaşma, eğitim vs. gerekli. Şu anda yaptığım görüşmeleri sadece belli ülkelerdeki kullanım haklarını geçici sürelerle vermek için yapıyorum.
Vs.: Türkiye’de Compishco’yu tanıtmak için bir çabanız oldu mu? Ne tür girişimlerde bulundunuz?
İlgi göstereceğini düşündüğüm için Başbakan’a ulaşmaya çalıştım, olmadı. Bir ay boyunca Ankara’da, Meclis’te uğraştık, anlatmaya çalıştık. Bu yazılım sayesinde bilgi işlerlerin kullanımının yeniden düzenleneceğini söyledik. Ama bir sonuç alamadık. Bu yazılımın sadece benim şirketime ait bir şey olarak kalmasını istemiyorum. Türkiye’den bütün dünyaya yayılmalı, programın Almanca’sı, Çince’si, Fransızca’sı yapılmalı. Ben bunu kendi imkanlarımla bir yere kadar yaptım. Devlet destek olmalı ve bundan ciddi bir katma değer sağlamalı. En çok üzüldüğüm şey de şu oldu: Microsoft’un Başkanı Bill Gates Ankara’ya geldi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a konuşan bilgisayar hediye etti. Keşke ben kendisine daha önce bunu anlatabilseydim, o da Bill Gates’e “Bizde bırakın konuşanı, düşünen, sohbet edeni var” diyebilseydi. Biz kendi değerlerimizi bilmiyoruz ve bunları yurtdışına kaçırıyoruz. Bu yazılım Türkiye’ye ekonomik olarak milyarlarca dolar kazandırabilir. Ayrıca prestij olarak çok önemli bir yere getirir.
Vs.: Diğer çalışmalarınıza gelirsek; eğlence sektörü için de yazılım üretiyorsunuz. ABD’de şirketleriniz var, hangi konularda faaliyet gösteriyorsunuz?
İki ayrı dalda çalışıyorum; çizgi filmler ve yazılımlar. ABD’ye gidip geliyorum ama artık her şeyi burada yapıyorum. ABD’de dağıtıcılarımız var. Onlar bütün dünyaya servis ediyorlar. Aslında geçmişime baktığınız zaman birçok dalda çalıştığımı görürsünüz. Mimarım, müzik çalışmalarım var, piyano çalıyorum, kitap yazıyorum, bir dönem çocuklar için günlük gazete bile çıkardım. İki yıl tıp eğitimi aldım. Ünlü kalp cerrahı Dr. Christian Bernard ile Bahçeköy Kalp Hastanesi’nin proje çalışmalarını yürüttüm. Bugüne kadar 4 bin 300’den fazla kısa metrajlı film yaptım. Dünyanın yer yerinde reklam filmleri, çizgi diziler hazırladım. Volvo, BMW, Nikon gibi birçok uluslararası şirkete reklam filmi yaptım. Televizyon dizileri de yapıyordum ama Türkiye’de kimse ilgilenmiyordu. Bundan sekiz yıl önce yalnızca yurtdışına işler yapmaya karar verdim. Tombik ve B.B diye bir dizi yaptım. O diziyle birçok ödül aldım, İtalya’da yılın en iyi dizisi seçildi. Bugün 3 yeni dizi daha hazırlıyoruz. Şu anda 61 ülkede, 11 dizimiz yayınlanıyor. Bütün gelirini yazılım geliştirmeye kullanıyorum. Yaptığımız en önemli dizi, dünyadaki ilk yapay zeka film uyarlaması Robolab oldu. Üç boyutlu animasyonlar vardı, karakterler kendi davranışlarını belirliyordu ve senaryodan filme 5 saniyede geçilebiliyordu. Show TV’de 51 bölüm oynadı. Şu anda 104 bölüm olarak yurtdışında yayınlanmak için hazırlanıyor. Aynı teknikle Pico’nun Adası isimli üç boyutlu bir film daha yapıyoruz. Dağıtımcılarımız Cannes’dan birçok ülkeye dağıtacaklar. Bugün Cine-5 kanalında birçok dizimiz yayınlanıyor.
Vs.: Türkiye’de çizgi film yapmak zor ve pahalı bir iş değil mi?
Aslında bir dizi yapmak için 3-4 bin kişinin en az 3-4 yıl çalışması gerekir. Büyük paralar harcanır. Örneğin Walt Disney’in dizilerinin maliyeti 100 milyonlarca dolardan başlar. Bizim tabii ki böyle bütçelerimiz yok. Bunun için önce işin yazılım tarafını ürettik. İnsan yerine makinelere yaptırır hale geldik. Böylece piyasaya seri olarak dizi üretmeye başladık. 2000 yılında Londra’da çizgi film zirvesi yapıldı. Zirveyi ABD’li şirketler düzenlemişti. Orada Matrix’in yapımcısı Matt Ferro ile tanıştım. Los Angeles’ta ortak firma kurmaya karar verdik. Çocuk zekasının gelişimi üzerine filmler yapıp, yazılımlar üretmeye başladık. Ama sonra ortaklığımızı askıya aldık çünkü ben ABD’de yaşamak istemiyordum. Ferro da Yüzüklerin Efendisi filmi için çalışmaya gitti.
Vs.: Neden ABD’de kalmak istemediniz, herkes ABD’ye gitmek istiyor…
Benim amacım bu film endüstrisini Türkiye’de kurmak. Burada gençlere bir altyapı kurabilir miyiz, bir katma değer yaratabilir miyiz diye uğraşıyorum. Türkiye çok güzel bir ülke. ABD’de iki tane şirketim var, hiçbir sıkıntım yok ama burada yaşamak istiyorum, çünkü burada bir hayat var.
Vs.: Film endüstrisinde yazılım anlamında büyük değişiklikler yaşanıyor. Bunun bir adım sonrası ne olacak?
Bu gelişmeler bizim bir adım sonra yapacaklarımızın önünü açıyor; kişisel televizyonlar. Bir CD’yi bilgisayara taktığınızı düşünün. Yalnızca o bağlantıdan, tek CD’den yayın yapabilmenin altyapısını kurduk. Aynı CD’den bir yıl boyunca film oynatabiliyorsunuz, bunun çalışmaları bitti. Bu projeyi ticari bir hale getirmeye çalışıyoruz. PAT isimli bir format çıkardık, patentlerini aldık. PAT yazılımı için kısaca ekranda film oynatma yöntemi diyebiliriz. Şu anda sadece çizgi filmler için kullanılıyor. İnternetten 1 saatte indireceğiniz bir diziyi PAT ile 15 saniyede indirebiliyorsunuz. Büyük bir data, küçük bir alana sığdırılabiliyor.
Vs.: Teknolojiyle eğlencenin buluşması bizi nereye götürecek?
Teknoloji şu anki konumunu yitirecek, ortadan kalkacak. Önümüzde klavyeler, monitörler olmayacak. En önemlisi kişisel eğlence başlıyor, eğitim dahil hayatın her yeri eğlence haline geliyor. Fiziğin bilmediğimiz kuralları devreye giriyor, 15-20 yıl içerisinde bambaşka bir dünyada yaşayacağız.
Vs.: Felsefi olarak, teknolojinin bu kadar gelişmesi tek düze, aynı tip insanların ortaya çıkmasına neden olabilir mi?
Tam tersi, makinelerin yönlendirdiği tek düzelik yerine çok düzelik devreye girecek. İnsanların belirleyebileceği çokluk devreye girecek. Kişisel eğlencenin devreye girdiğini düşünün, hayal ettiğiniz şeyi göreceksiniz. Düşünmeniz sizin o filmi yaratmanız için yeterli neden olacak.
Vs.: Türkiye’de ABD’de olduğu gibi bir film endüstrisi yok. Olayın ekonomik boyutuna bakarsak nasıl bir tablo çıkıyor ortaya?
Oyun endüstrisi neredeyse sinema endüstrisini geçmiş durumda. Bir film yapılırken aynı zamanda oyunu da hazırlanıyor. Film 50 milyon dolara mal oluyor, 10-15 milyon dolar da oyununa harcanıyor. Yakında bu süreç tersine dönecek. Oyun önce çıkarılacak, film onun bir alt ürünü olarak piyasaya verilecek. Sinemaya gitmek de ortadan kalkıyor. Evinizde film seyrederken, filmin kahramanını, konusunu, kastını da değiştirebileceksiniz. Eskiden film çekmek çok masraflıydı. Şimdi küçücük bir kamerayla film çekilebiliyor. Video kameralarla herkes film üretiyor, her ev yani her bilgi işler, bir film üretim stüdyosu haline geliyor. Bu konuda Türkiye’de çok az firma var. Örneğin Vestel teknolojiyi yakından takip ediyor. Araştırması güçlü, teknolojik araştırmalar yapıyor. Arçelik, Vestel gibi büyük şirketler bir şeyleri başlatıyor. Ama şunu anlamaları gerekiyor ki internete dayalı sistemleri geliştirmeleri şart. İnternet doğru kullanıldığı zaman bütün dünyaya açılabilirler.
Ali Murat Erkorkmaz kimdir?
1948 yılında İstanbul’da doğdu. Moda İlkokulu ve Kadıköy Maarif Koleji’nde okudu. İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yurtiçi ve yurtdışında konut, hastane, otel ve fabrika binaları yaptı. Hürriyet ve Dünya gazetelerine kitap ve dergiler hazırladı. İki romanı yayınlandı. Mazhar Fuat Özkan’ın Vak The Rock klibi başta olmak üzere yüzlerce video klip, binlerce reklam filmi çekti. Mimarlık, tekstil, halı ve gerçek zamanlı canlandırma konularında 2 binin üzerinde yazılım çalışması gerçekleştirdi. Şiddet ve ırkçılıktan arındırılmış çizgi diziler yaptı. Barcelona Film Festivali’nde canlandırma sanatçısı olarak onur konuğu seçildi. 20. yüzyılın en iyi 10 animatöründen biri olarak gösterildi. 2001 yılında film efekti zirvesinde, kendini üreten filmle, gelecek sinemasına bakışta dünya birinciliğini aldı.
kaynak: Donanım Haber Forum
————————————————————-
Bugün TV8’de Murat Birsel’in Gümdemdekiler programında Ali Murat Erkorkmaz isimli biriydi konuk. Kendisi bir konuşan bilgisayar yazılımı geliştirmiş. İsmini de Kompişko koymuş. (evet, isim ilginç :)) Başta öyle dandik bir olaydır gibi düşünmüştüm ama programı izledikçe ve yazılımı gördükçe öyle olmadığı kanısına vardım.
Yazılımın dili ingilizce ve ingilizce olarak sorulan sorulara cevap verebiliyor. Hem de gördüğüm kadarı ile düz mantık ile de değil. Hatta artarda bir kaç kez “sen kötü bir makinesin, seni sevmiyorum vs..” gibi cümlerden sonra “evet, makine olabilirim ama benim de duygularım var” demesi sonucu dumur oldum. 🙂 Çok ilginç ve etkileyici geldi bana açıkçası…
Bu arada program delphi ve A. Murat Erkorkmaz’ın kendi geliştirdiğini söylediği bir kaç dille yazılmış.
İzleyenlerin ya da daha önceden bilgisi olanların görüşlerini duymak isterim…
http://forum.ceviz.net/sitemap/t-14666.html
———————————————————
YAPAY ZEKA Programı yazan:Ali Murat Erkorkmaz Program adı :KOMPİŞKO
Bilime ve Bilimsel düşünceye çok ihtiyacımız var.Benim merakım İcatlar,Elektronik,Teknolojik haberler….
Geçenler de bir Türk adı Ali Murat Erkorkmaz insan gibi düşünen konuşan Bilgisayar programı geliştirmiş(Yapay Zeka ).Bir tv Ekranında tanıttı fakat İngilizce konuşuyor. Adını Kombişko koymuş sesle bilgisayara herşey yaptırıyor,onunla konuşuyor,Bilmedigi kelimeyi soruyor arka planda bilgisayar internetten bulup konuşuyor…Helal olsun Kendileri şunu diyor du ben bunun türkçe konuşanını yaptım fakat hiçbir talep ve merak uyandırmadı diyor..Üstelik bu programı yazanda Bilgisayar mühendisi degil sanırım makina mühendisi idi…
Programı yazarken makina dili kullanıyormuş….
Şimdide görme özelliği üzerinde çalışıyormuş yani web kamera ile gördügü nesnelerin fotosunu çekip arşivindeki fotografla karşılaştırıp ne olduğunu bilmesini sağlayacakmış…
Bu konuyla ilgili köşe yazısı
“Ve tam,
bendeniz,
bütün bu karmaşık duygular ve de
kendini kaybetmişlikler içinde çıkış yolu bulmaya çalışırken,
önceki gece TV’de izlediğim bir programla tamamen ambale hale geldim.
Murat Birsel’in konuğu bir bilgisayar uzmanı.
Yanında,
neredeyse hayatını birlikte paylaştığı ev arkadaşı,
bilgisayar ‘Kompişko’
Bilgisayar sözcüğünün İngilizce karşılığı “Computer”ın, samimileştirilmiş hali “Kompişko”…
Murat Birsel ile Ali Murat’nın yanında konuk koltuğuna kurulmuş Kompişko.
Büyümüş de küçülmüş bir çocuktan,
zeki bir delikanlıdan,
boyundan büyük laflar eden sevimli bir çocuktan farkı yok.
“Siz insan olmaktan memnun musunuz” diye soruyor karşısındakilere.
Sonra kızdırdıklarında;
“Benimle bu şekilde konuşmayın” diye uyarıyor.
Daha da üzerine gidilirse;
Sistemini kapatıveriyor.
Bir de iki de bir de;
“Bir şey sorabilir miyim” diyen meraklı halleri var Kompişko’nun.
Yani o;
düşünüyor,
anlıyor,
hissediyor,
alınıyor,
kızıyor,
şaka yapıyor,
tepki gösteriyor,
tavır alıyor,
tersliyor,
seviniyor,
mutlu oluyor,
ve tam anlamıyla iyi eğitim almış 15’lik bir delikanlı gibi sohbet ediyor…” Alıntı
Yorum Alıntı
“Geçenlerde bir tv kanalında Murat Birsel’in Gümdemdekiler programında Ali Murat Erkorkmaz isimli biriydi konuk. Kendisi bir konuşan bilgisayar yazılımı geliştirmiş. İsmini de Kompişko koymuş. (evet, isim ilginç ) Başta öyle dandik bir olaydır gibi düşünmüştüm ama programı izledikçe ve yazılımı gördükçe öyle olmadığı kanısına vardım.
Yazılımın dili ingilizce ve ingilizce olarak sorulan sorulara cevap verebiliyor. Hem de gördüğüm kadarı ile düz mantık ile de değil. Hatta artarda bir kaç kez “sen kötü bir makinesin, seni sevmiyorum vs..” gibi cümlerden sonra “evet, makine olabilirim ama benim de duygularım var” demesi sonucu dumur oldum. Çok ilginç ve etkileyici geldi bana açıkçası…
Bu arada program delphi ve A. Murat Erkorkmaz’ın kendi geliştirdiğini söylediği bir kaç dille yazılmış. ” Alıntı
KOMPİŞKO Sanal Zekalı Bey Efendi
Düşüne biliyormusunuz karşınızda bir bilgisayar var ve ona ne sorarsanız sorun mantıklı cevaplar veriyor.Düşüne biliyor kıza biliyor, kızdığı zaman alına biliyor, küse biliyor hatta sistemi bile kapata biliyor..Çok güzel bir proje eline ve aklına saglık Ali Murat Erkorkmaz bey ne diyelim..
AdresBu adreste sadece kompişkonun yüzünü görebilirsiniz..
http://www.compishco.com/
A.L.İ.C.E Sanal Zekalı Hanım Efendi
Ayrıca birde ALİCE Hanım var Bizim Kompişkonun yavuklusu buda bizim Turk yapımı gibi sanal hafıza buda bu sitede kendisiyle her konuda ingilizce sohbet edip kendinizi İngilizcede geliştirebilirsiniz…
Adres Sanal Alice Hanımın konuşma adresi…
http://alice.pandorabots.com/
Abi bill gates ne yapsın onu ya?
içindeki text2speech ve speech recognition motorlarini zaten microsoft yazmis, programin kodu 1000 satırsa o microsoftun yazdığı hazır konuşma motoru 1 milyon satır.
ALİ MURAT ERKORKMAZI TEBRİK EDİYORUM .BAÞARILARININ DEVAMINI DİLİYORUM .VE AYTEK ÜSTÜNDAĞA’DA BİR ÇİFT SÖZÜM VAR .BİR İNSAN BAÞKASININ BAÞARISINA DUDAK BÜKTÜĞÜ ZAMAN;ARKADAÞ SEN BÖYLE KONUÞTUĞUNA GÖRE ,SENİN DAHA İYİ BİR ÜRÜNÜN VAR HERHALDE .GETİRDE BİR GÖRELİM DERLER .BENİM ANLADIĞIM ,MİROSOFTUN YAZDIĞI BİRMİLYON SATIRI 1000SATIRDA HALLEDİYORSA ,İLLAKİ ALİ MURAT’TAMI AYNİÞEYİ BİRMİLYON SATIRDA YAZACAK ..KAFA BASMAZ İSE BÖYLE FASA FİSO LAFLARI ÇEKEMİYENLER SÖYLER BENCE.ADAMIN DEMOSTRASYONUNU KANALTÜRKTE SEYRETTİM.VE HAYRAN KALDIM TEKRAR TEBRİK EDİYORUM.
Turkiye de sizin gibi cevher potansiyellerin altin haline gelip altin olacagi gunler yakindir insallah.Sizin projeleriniz gibi katmadegeri yuksek,kalitali ve ragbet gorur projelerin degerlendirilmesi icin benimde sizin gibi projelerim var.Insallah yakin bir tarihte sizle ve sizin gibi kollektif,yetenekli ve yaratici insanlarla bulusacagim,bulusacagiz.Uretimlerinize hiz kesmeden devam etmenizi ve Turkiye yi gondere cekecek projelerinizi surdurmenizi diliyorum.Saygilar ve sevgiler…
peki bu program ne zaman piyasaya sürülecek. haberi olan var mı?
peki bu program ne zaman piyasaya sürülecek. haberi olan var mı?
Helal olsun ona, aynen benim gibi bir adam
Sorun orda işte microsoftun 1 milyon satırda yaptığını 1000 satırda yapmıyor, Microsoftun yazdığı konuşma motorunu kullanıyor.
Burdan yola çıkarak anlatmak istiyorum ki Bill Gates bu programa milyon dolar verip satın alırsa dünyanın en büyük kerizidir çünkü içindeki konuşma motoru kendi ürünüdür.
Ayrıca ben yazılımdan anlamayan bir adam değilim. Yapılan girişimi de kötülemiyorum ama bilgisayarla sesli chat programi dünyayı değiştirecek bir buluş değil, yeni bir buluş hiç değil, Türkiyede ilk olabilir ama Bill Gatesi zerre kadar enterese edecek birşey değil.
Ses tanıma gibi teknolojiler milyar dolarlık yatırım gerektirir. Microsoft bunu yapmış ve bedava dağıtıyor. Microsoftun motorunu kullandıktan sonra sizin ses tanımanız 1 satırlık koddur. Ama o 1 satır kodu yazmanız o kodu tekrardan 1 milyar dolara satabilirsiniz demek değildir.
biraz geç bir cevap olacak ancak Aytek Üstündağ arkadaşıma cevap vermek istiyorum, ben yazılımcıyım ve yapay zeka da ilgi alanım öncelikle bahsettiğimiz program 1000 satırda bitebilecek bir program değil,ancak kendi dll lerini yazdıysa(ki yazmıştır) okadar sürebilir,o zamanda dll leride hesap edersek satır sayısı 10-100 katına çıkabilir. Microsoft\\\\\\\\\\\\\\\’un ses tanıma yazılımı milyonlarca satır sürmüyor abartmaya gerek yok. Ali Murat bey öncelik olarak bu teknoloji için kendi programlama dilini geliştirmiş bunu da assembly kullanarak gerçekleştirmiş(bu her yazılımcının harcı olan bir durum değildir) Aytek Üstündağ Ses tanıma zaten yapıldı demiş,ses tanıma yapıldı ancak tanınan sesin ne anlatmaya çalıştığının anlaşılması ve yorumlanması henüz bu düzeyde yapılmadı. Ali Murat beyin yaptığı yazılım şu anda yapay zeka alanındaki en gelişmiş ve ileri örnektir. Bu yazılım interneti hafızası olarak kullanıp birkaç saniyede milyonlarca satır bilgiyi tarayıp bunları içinden eleme yapıp en doğru sonuçları getirebiliyor,yani öğrenmek istedikleriniz açısından sonsuz bir kaynak. Bill Gates i zerre kadar ilgilendirmez denilmiş ancak bill gates bu yazılıma sahip olabilmek için servetinin büyük bir kısmını ödemeyi gözü kapalı kabul eder bundan emin olun…
ali murat erkorkmazi candan kutluyorum.Turk hukumetinin de projelerine cevap verlesini yasirgiyor hatta kiniyorul. ama ali murat bu isi yalniz da goturebilir.TEBRIKLER
bu aksam bir tv programında gordum yaptıklarını gercekten olaganustuydu.yapay zeka sayesınde ılerde hayatımız çok daha kolaylaşcak galiba..
Ali Murat ERKORKMAZ a başarılarının devamını diliyorum
Bu arada compishco çokta sevımlı,hazır cevap bırıı…
ben kompişi istiyom :((((((((((
S.T.K.Ç ali murat erkorkmaz gerçek bir dehadır. inşallah biz türk gençlerine ön ayak olur ve en kısa zamanda muasır medeniyetler seviyesine ulaşmamızda başrol oynar… KOMPİŞKO BİR DEVRİM……
Sene 2010, buraya 2007 senesinde yorum yazmışım.
Programın abartıldığını, bill gatesin bu proje için türklerin peşinden koşmadığını falan sebepleriyle anlatmaya çalışmışım. 3 sene sonra Tesadüfen yine aynı sayfaya girip kendi yazımı gördüm.
Hala compishco programı ortaya çıkmadı, hala ne Bill Gates nede herhangi bir Türk firması tarafından milyar dolara satın alınmadı, hala da dünyayı değiştirmedi hatta hala piyasaya sunulan bir demosu hazır değil.
charles bukowski’ ye de birkaç lafım olacak
1)Ali Murat bey öncelik olarak bu teknoloji için kendi programlama dilini geliştirmiş bunu da assembly kullanarak gerçekleştirmiş demişsiniz
Yazılımcıyım demişsiniz. Ali Murat Bey C++ da olmayan hangi özelliğe ihtiyaç duydu da oturup kendi dilini geliştirdi bu programla assemblyde?
Bir de Internette izlediğimi compishco sunumunda compishconun İngilizce konuştuğunu gördüm. Bunun sebebi Microsoftun henuz turkce ses tanıma motoru yazmamış olması olabilir mi? =) Compishco madem türklerin büyük başarısı, neden ingilizce laftan anlıyor bunu öğrenmek istiyorum =)
olağanüstü bir deha ve örnek bir dahi ve yararlı nadir bir kişilik…yalnız türk değil tüm dünyaya ait az bulunur bir insan…kendini insanlığa hasretmesi,daima genç düşünce tarzıyla,buluşlarıyla ölümsüzleşmiş biri…hayallerini gerçekleştirebilmiş bir insan olarak kendisini kutlar,başarılarının devamını dileriz….
gerçekten müthiş bi buluş buluş inşallah daha da başarılı olur. Aytek Üstündağ
sen işi çözmüşsün peki db deki algoritma olayını bizlede paylaşta bizlerde geliştirelim bir tane yazılım..
aytek üstündağı netten tanıyanlar bilirki nediyorsa %99,9 doğrudur ayrıca harbiden yapmayın beyler yok bill gates peşinden koşuyormuş yok bilmem neymiş la eline bilgisayar almamış cahil adama anlatsan inanmaz bunlara
Microsoft Sam değil mi lan bu? Adam text2speech, speech2text gibi zaten hazır olan teknolojiler kullanıyor, bir de üzerine yapay zeka için veritabanı hazırlıyor ve bilmem kaç tane if kodluyor. Bizi de düşünen, konuşan program yaptım diye keklemeye çalışıyor. Yorumlara bakıldığı kadar kekliyorda. Bill Gates bu programa milyon dolarlar verecekmiş hahahahaha.
tamam eyvallah adam yapmış bişiler ama Türk medyası olarak o kadar abartıyoruz ki.
Bikere msoftun hazır speech2text motorunu kullanıyor. 2. si neden kendi programlama dilini geliştirmesine ihtiyaç duymuş anlamış değilim. c++ neyine yetmedi acaba. hadi daha derine inmek istedin asm ile kodla performans arıyorsan, ki bu bir hesaplama projesi değil asmnin hızını gerektiricek bi proje değil. veritabanından sesleri çekip yorumluyor.
kısacası c64 amiga görmemiş 2000li yıllarda sertifika programlarına katılıp programcı ünvanı almış copy-paste veya hazır kod programcılarının vay be dediği olaya sadece gülüyorum.
Aytek Ustundag haklısın 😉