Türk şirketinin büyük başarısı

turklerin-rusyada-buyuk-insaat-projesiRusya’da dev yatırımlarla başarıdan başarıya koşan Türk inşaat sektörü, Moskova’da tarihi günlerinden birini daha yaşadı. Bir ay önce Şeremetyova 1 Havaalanı’nın yeni terminal binasını hizmete açarak Rus havacılık sektörüne imzasını atan Türk , Rus ulusal havayolu şirketi Aeroflot’un Genel Merkez binası inşaatı ihalesini de kazandı.
Rusya, 12 Mayıs 2007 21:11

Şeremetyevo 2 Havaalanı yakınlarında inşa edilecek olan Aeroflot ana binasının temel atma töreni, şirket yöneticilerinin hazır bulunduğu görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Toplam 35 bin 530 metre kale alanda inşa edilecek ve toplam proje bedeli 100 milyon doları bulacak olan yeni binanın 18 ay içinde tamamlanarak, anahtar teslimi yapılması öngörülüyor. Çok sayıda davetlinin katılımıyla düzenlenen açılış töreni sırasında bir konuşma yapan Aeroflot Genel Müdürü Valeriy Okulov, Mebe gibi güvenilir bir şirketle işbirliği yapmaktan gurur duyduklarını belirtti. Mebe Genel Müdürü Mustafa Bilek ise, Aeroflot ihalesini kazanmalarında başlıca etkenin 13 yıldan beri Moskova ve Rusya’nın diğer bölgelerinde gerçekleştirdikleri başarılı projeler olduğunu ifade etti. Bilek, “Şuan ciromuz yarım milyar dolar. Yeni aldığımız işlerle ise 1 milyar dolarlık iş potansiyeline sahip olacağız, bundan Türkiye’nin ve Türk müteahhitlerinin gurur duyması gerekiyor” dedi.

 

Related Posts

2 Comments

  1. OR-Gİ PROJESİ, KANSAİ GİBİ TİREBOLU’DA MÜSAİTTİR

    OR-Gİ, 1997 yılında, Giresun-Ordu olarak iki ilin bürokrasi ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabasıyla gündeme getirilen ve yatırım programına alınan, Ordu ve Giresun illerinin tam ortasına denizi doldurarak yapılması planlanan ve bir süre çalışıldıktan sonra 2001 yılında yapımından vazgeçilen, havaalanı inşaat projesi düşüncesinin adıdır.
    Uzun zaman üzerinde çok düşünülüp çalışma oldu ise de, gerek ödenek yetersizliği gerekse, o bölgeye Tersane yapma planları gibi nedenlerle bir türlü hayata geçirilemeyip rafa kaldırılmıştır. Þimdi ise gündemi ve tekrar yapım söylentileri devam etmektedir.
    Karadeniz bölgemiz, bölgesel konum olarak Avrasya kaynaşması ve Karadeniz kıyı ülkeleri işbirliği konularında, deniz ile ortaasya ve ortadoğuya açılım durumu olarak, can damarı konumundadır. Bu nedenle de Karadeniz sahil şeridinde, uluslararası alanda ticari verimliliği artırmak ve kolay olarak avantaj sağlamak için, ulaşımda kavşak nokta ve ticarette can damarı olma özelliği olan yer, tek Tirebolu’dur. Þöyle ki:
    Günümüzde arazi yapılarının özellikleri işlerlik yönünden ciddi dikkate alınır, kazançlı yatırımlar öyle planlanarak yapılır. Karadeniz bölgemiz ise hep engebeli olduğu, ova olmadığı, müsait olmadığı söylenir. Böylelikle de Tirebolu düşünülmez, “kuru’nun yanında yaş’ da yanar” misali Karadeniz bölgesinde olduğundan dikkate hiç alınmaz.
    Fiziki yapı bakımından Tirebolu, bölgesel yapıda Tirebolu’nun yeri, Ülkemizin uluslararası alanda kaynaştığı noktada Tirebolu’nun konumu şeklinde düşündüğümüzde; işte düşünülüp yapılamayan OR-Gi havaalanının yapımı için benzersiz tek müsait yer, Tirebolu olduğu çok belirgindir. Þimdi bu ciddi gerçeği, Tirebolu’ya benzer yerlerle kıyaslama yaparak meydana çıkaralım.
    Elbette ülkemizin her tarafı güzeldir. Her tarafa yatırımlar yapılması gerekir. Giresun Gülyalı mevkiine düşünülüp yapılamayan ve sonrada yapılmasından vazgeçilen bu havaalanı, eğer oraya yapılsa idi, acaba deniz ticareti ve liman bakımından Tirebolu kadar olabilirmi ydi? bu pek az. Denizden anadolu’ya açılma özelliği Tirebolu kadar olabilirmi ydi? arazi işlerliği az olması sebebiyle yine pek az. Kargo bakımından ağır taşımaya Tirebolu kadar açık olabilirmi ydi? yine az. Yani, Gülyalı’da olursa, limandan ve demiryolu bağlantısı avantajından yani işlerlikten uzak kalır, Tirebolu’ya göre eksik olurdu.
    Peki, Trabzon’un bölgesel ağırlığı olması bakımından, bu havaalanın oraya yapımını düşünelim. Trabzon’da havaalanı olduğu için tekrar bunun oraya yapımı dikkate alınmaz. Alınsa da demiryolu eksikliği düşünülerek yine yapımından vazgeçilir. Þu düşünceyi de belirtmek gerekir ki, Demiryolu meselesinde Tirebolu bay-pas edilip; yapım maliyeti bakımından Tirebolu’ya göre çok çok yüksek olduğu halde, Zigana’nın altından Trabzon’a demiryolu tüneli düşünülmektedir. Eğer bunu gerçekleştirirlerse, OR-Gİ havaalanı yapılsa bile önemi azalacak, Tirebolu’ya demiryolu yapımı tamamen düşünceden kalkacaktır. Kısacası, Karadeniz bölgesi olarak nereyi düşünürsek düşünelim, OR-Gİ havaalanı projesi Tirebolu dışında mümkün ve verimli olmuyor, mümkün olsa bile eksik kalıyor.
    Böyle olunca, OR-Gİ havaalanı Tirebolu’da nasıl yapılır? Sonra da ne olur? Hemen açıklayalım. Tirebolu, fiziki şekil olarak v harfine benzer. Yani denize doğru hafif bir burun gibidir. Limanın tam doğrultusuna, denize Kansai havaalanı gibi düşünülürse, sağında ve solunda dağ engeli yoktur. Havaalanı dediğimiz yer, minimum 3 veya 4 milyon metrekare engelsiz arazide olması gerektiğinden, Tirebolu’nun deniz açıkları çok müsaittir. Yeşilköy gibi çift pist bile yapılabilir. Yani, diğer yerlere yapılacak havaalanı maliyetlerine ve işgücü uzunluğuna göre, Tireboluya havaalanı yapımı liman ucundan doğru olacağından kat kat daha kolaydır. Yapıldığında da Tirebolu’nun manzarasını bozmaz. Tirebolu’dan sadece çizgi şeklinde görülür. Ayrıca, Tirebolu limanının rüzgâr ve dalga tehlikelerini keserek Sinop limanı özelliğinde olmasını da sağlar.
    Yetkililerce, Tirebolu’ya yapılması için, orta ve uzun vade de buradaki nüfus yapısı ve ekonomik gelişmeler dikkate alınarak, hitap edeceği bölgenin geniş olması ve Liman ve demiryolunu canlandırması düşünülerek, geniş inceleme yapılıp fizibilite çalışmaları yapılmasıyla planının net çıkarılması gerekir. Böylelikle Singapur havaalanı gibi export taşımacılığını, serbest ticaret faaliyetini de içeren, uluslararası ticaretin merkezi olabilecek bir vizyona sahip olan havaalanı özelliğinde düşünülmesi gerekir.
    Diyeceksiniz ki, Karadeniz de bunun tek kolay yapım yeri Tirebolu, ama büyük ve geniş iş olduğundan nasıl yapılabilir ve yaptırılabilir? düşüncede kolay ama gerçekleri yetkililere anlatmak ve benimsetmek çok zor. Kansai havaalanın planına veya Centrair havaalanının planına ciddi olarak bakalım ve inceleyelim. Tirebolu’ya bu planlar çok mükemmel uygun oluyor. Bu planlar Tirebolu’ya uygulandığında Kansai’den farkı, sadece denizde git-gel olaylarının ve deniz akımının farklılığıdır. Bunu da mühendisler çok mükemmel ayarlarlar.
    Yapımı Tirebolu limanından doğru olacağına göre, diğer bölgelere göre ucuz maliyetle olacağı gibi; yapıldığı takdirde, Tirebolu limanını hızlandıracak ve demiryolu projesini zaruri hale getirerek Singapur havaalanı gibi Avrasya’da ciddi öneme sahip olacaktır. Sadece yolcu taşımada değil, export taşımacılığı yaparak Avrasya kaynaşmasında ticaret hacmini hızlandıracaktır.
    Devlet yolunun Karadeniz’den doğuya kolay açılımı Harşıt vadisinden olduğuna göre, bu projenin gerçekleşmesi halinde Gümüşhane Bayburt illerine yolcu bakımından hitabı çok olacak, Karadeniz’den Doğuanadolu, Mezebotamya ve Ortaasya’ya ticaret hızlanmasına katkı sağlayacaktır. Böylelikle de, KATB projesinin Tirebolu’dan zaruri yapımı başlanarak, Kelkit’i takiben Erzincan ilimiz çok büyük kavşak noktası ve halini alacak, bölgeye istihdam sağlayarak yatırımları da hızlandıracaktır. Bu proje, ülkeler arasında Avrasya kaynaşmasının zaruri ayağını, Tirebolu’da bulunduracaktır. Bu proje için, şahsi ve siyasi çıkarlar bırakılıp ülkemizin çıkarları ve yararları düşünülürse, bu proje Tirebolu’dan hayata hemen geçirilir.
    Bu nedenle, OR-Gİ nin Tirebolu’ya tıpkı Kansai havaalanı planında yapımı, ülkemizde öncelikli yapılacak bir proje olması kesinlikle zaruri şarttır. Bu projenin, ön planda yapımı için zaruri tutulması ve Tirebolu’ya başlanması, ülkemiz yararına büyük temennimizdir.
    Ülkemiz için kazanç sağlayacak projeler ve yatırımlar geri dursa bile, ne yapılır yapılır, plan veya yer değiştirilir ama sürekli yapımı düşünülür, gündemde tutulur. Þahsiyeti ağır kişilerin, ağırlığını koyma çabasıyla da, geç yapılacak projeler erkene alınır. Yan sanayi gelirini de büyük işadamları yatırımlarıyla değerlendirir. Þu sorular aklımıza hemen geliyor. Acaba Sabancı veya Koç Holding yönetim topluluğu gibi ağır şahsiyetler Tirebolulu olsalardı, bu havaalanı bu zamana kadar yapılmadan durabilirmi ydi? cevabını bu düşüncemi okuyanlar düşünsün versin. Halis Toprak Diyarbakır’a veya Aydın Doğan Kelkit’e neler yapmışlar? düşünenler araştırsın. Ağırlığı olan şahsiyetler Tirebolulu olmasalar bile, bu projenin devlet eliyle yapıldığı takdirde, yan sanayi olarak kendilerine çok büyük kâr sağlayacağı için, bu projenin Tirebolu’ya uygulanması için uğraşmaları, yetkilileri harekete geçirmeleri gerekir.
    Bu projenin gerçekleşme düşüncesi, ülkemizin geleceği için, tıpkı Singapur havaalanı gibi olacağı düşünülerek, Kanzai havaalanı planı şeklinde hazırlanıp veya Japonlardan Kanzai havaalanının projesi tam alınıp, Ankara’da tasarlanıp, “kesinlikle öncelikli ve zaruri yapılacak işler” borusuna girip, Karadeniz bölgesinde Tirebolu’dan çıkarsa, çok güzel bir havaalanı yapar. Ancak, Tirebolu’nun dışında bir yerden çıkarsa da çok güzel hava yapar. Yani Tirebolu’nun dışında, “yapıldı ama yerinde yeller esiyor” dedikodularından öteye geçmez veya “Denizin ortasına çok güzel top sahası yapmışlar” söylentileriyle uzun süre devam eder gider. (Bekir KEÞMER)

Comments are closed.